Şifalı Bitkiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şifalı Bitkiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Ekim 2012 Salı

Günlük Bir Muz Kanseri Önlüyor

0 yorum | Devamını Oku...
JAPONYA'DA YAPILAN BİR ARAŞTIRMADA , SARI KABUKLU VE KARARMAYA BAŞLAMIŞ BİR MUZDA ; TNF (Tumor Necrosis Factor) İSİMLİ BİR MADDENİN ORTAYA ÇIKTIĞI VE BU MADDENİN , ANORMAL HÜCRELERİ YOK ETTİĞİ TESBİT EDİLDİ .
MUZUN ÜZERİNDE Kİ SİYAHLIKLAR NE KADAR FAZLA VE KOYU İSE , MUZUN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİCİ ETKİSİ O KADAR ARTIYOR.
YANİ MUZ NE KADAR OLGUNLAŞMIŞSA , O KADAR ANTİ-KANSER ÖZELLİĞE SAHİP.
ÜZERİNDE SİYAHLIKLAR BULUNAN SARI KABUKLU BİR MUZ , YEŞİL KABUKLU BİR MUZDAN SEKİZ KAT DAHA GÜÇLÜ.

**GÜNDE BİR MUZ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR...

12 Ekim 2012 Cuma

Zeytin Çekirdeğinin Faydaları - Şifa Kaynağı Zeytin Çekirdeği

0 yorum | Devamını Oku...
Allah dostlarının tavsiyesine bilimsel dayanak... 
Aşağıda okuyacağınız makale Bulgar ve ABD li bilim adamlarının yaptıkları çalışmalar temel alınarak hazırlanmıştır. Bu araştırmaların hepsinde zeytin çekirdeğinin boğaz boşluğundan mideye inene kadar eridiği gerek denekler üzerinde yapılan çalışmalar gerekse cihazlarla tesp
it edilmiştir.

Otorite olarak kabul edilen uzmanlar en gelişmiş şartlarda dahi bir ilaç yapsa bu ilacı insanlar üzerinde test etmeden, senelerce hatta birkaç nesil gözlemlemeden neticesi net olarak şudur diyebilmek imkânsızdır.

Zeytin çekirdeğinin yutulması günümüz insanları arasında yeni duyulan bir şey olmasına rağmen eskilerin birçoğunun yaptığı bir uygulamadır. Yani olumlu etki ve tesirleri senelerdir hatta asırlardır bilinmektedir.
1985'li yıllarda başlayan araştırmalar bugüne kadar devam ettirilmektedir. Yaklaşık 25 sene süren neticede karşılaşılan hadiseler hayret vericidir. Bu neticelere bin kişi değil belki yüz binlerce insan tarafından karşılaşılmıştır demek daha doğrudur:

Midesinde yanma olan herkes zeytin çekirdeğini yuttuktan sonra rahatladığını ifade etmiştir.

Zeytin çekirdeğini yutan kimseler sindirim yolu rahatsızlıklarının bittiğini(kabızlık gibi) ifade etmişlerdir.

Zeytin çekirdeği yutan kişilerde basur problemiyle karşılaşılmamış, hatta basuru olup ta yutanlar iyileştiklerini ifade etmişlerdir.

Zeytin çekirdeğini senelerdir yuttuğunu bildiğimiz insanlarda kanser hadisesine nadiren rastlanılmıştır.

Son günlerde gelen yoğun telefon trafiğinden dahi birkaç gündür zeytin çekirdeklerini yutmaya başlayıp ta yukarıdaki benzeri rahatlamaları hissettiklerini söyleyen onlarca insan vardır.

Tavsiyemiz bizzat kendinizin denemesidir. Günde yediğiniz 5–6 tane zeytin çekirdeğini yutun ve kararı kendiniz verin. Ne biz nede bir başkası değil bizatihi kendi vücudunuz buna karar versin. Faydasını görürseniz lütfen çevrenizdekilerle de, evinizdeki küçük çocuklarda dâhil olmak üzere, bu uygulamayı yapın.

Bizim elde ettiğimiz verilere göre aklımızın almayacağı kadar şifalı bir doğal uygulamadır. Yapmanın zarar değil fayda verdiğine inanıyor ve çevremize şiddetle tavsiye ediyoruz.

Zeytinyağı asırlardır en iyi, en mükemmel yağ olarak bilinen gıda maddesidir. Hatta reklâmlar da bile mucize olarak lanse edilir.

Yemeklik zeytinyağı normal şartlar altında muhafaza edilirse bozulmadan yenilebilecek evsafta asırlarca kalabilen yegâne yağdır. Nitekim arkeolojik kazılarda 3 bin, 5 bin yıl önce olduğu tahmin edilen mezarların yanında bozulmamış evsafta zeytinyağı da bulunabilmektedir. Zeytinyağında +10 derecelerde donmayı temin eden de bu maddelerdir.Yani evinize satın alacağınız zeytinyağının buzdolabında donabilen olmasına dikkat ediniz.

Zeytinyağından sabun yaparsanız yağlı ciltlerde yağ dengesini, kuru ciltlerde ise yağlandırma özelliği temin eden bir hususiyet olduğunu tespit edersiniz. Yağ içerisinde antioksidan (bozulmadan kalabilme), sabun içerisinde re-oily (geri yağlandırıcı) olarak tabir ettiğimiz özellikleri sağlayan bu madde veya maddelerin ne olduğu bugün dahi bilinememektedir. Bu maddelerin ne olduğunun bilinmesi belki de çok uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşamanın da ipuçları olabilecektir.

Zeytinyağını diğerlerinden farklı kılan bu madde veya maddeler en yoğun halleri ile zeytin çekirdeğinin içerisindedir. Herhangi bir zeytin çekirdeğinin her iki ucunu hafifçe törpülerseniz çekirdeğin içinin oyuk olduğunu ve içerisinde pıhtılaşmış veya çok koyu kıvamlı bir yağ olduğunu görürsünüz. Bahse konu olan maddelerin burada ki konsantrasyonu %80'lere varan miktarlardadır. Zeytin çekirdeği muhteviyatında ki bu faydayı elde etmek için ise zeytin çekirdeklerini atmayıp yutmak gerekir.

En gelişmiş cihazlarla yapılan araştırmalar zeytin çekirdeğinin boğaz boşluğundan geçip mideye ulaştığı anda eridiğini tespit etmiştir. Hazmı en kolay olan yiyecek maddesi zeytin çekirdeğidir. Bu uygulamanın insan vücuduna faidelerinin ise:

1-Ülser gastrit gibi mide problemlerini bitirdiği;
2-Bağırsak ve sindirim yollarını düzenlediği;
3-Basur ve prostatı engellediği;
4-İç organlarda oluşabilecek kanserojen hücre riskini binde birlere indirgediği.

Lütfen yediğimiz tüm zeytin çekirdeklerini atmayıp yutalım.

ÖNEMLİ NOT: Zeytin çekirdeklerinin öğütülmesine ihtiyaç yoktur.

11 Kasım 2011 Cuma

Semizotu

0 yorum | Devamını Oku...

Bahçelerde yetiştirilen kültür çeşitleri ile doğada kendiliğinden yetişen yabanileri sebze olarak yenilen mayhoş tatlı Semizotu’nu veren, Semizotugiller’in örnek bitkisidir. Anayurdu Hindistan olan semizotu, tüm dünya ile ülkemizde yaygın olarak yetişmekte ve yetiştirilmektedir.
Semizotu, en çok 30 cm. kadar boylanabilen bir ya da çokyıllık otsu bir bitkidir. Yuvarlağa yakın oval biçimli, yeşil renkli etli ve sulu yaprakları vardır. Bu yapraklar ile yine etli ve sulu olan yaprak sapları yenilir.
Bitkinin küçük çiçekleri genellikle sarı, bazen eflatun, pembe ya da kırmızı renkli olur. Erselik özellikler taşıyan çiçeklerinin döllenmesiyle olgunlaşan küçük kapsül durumundaki meyvelerinin içinde çok sayıda siyah renkli minik tohum bulunur. Kültür çeşitlerinin yaprakları daha irice ve yabanilerininki küçük olan semizotunun kıymalı ve pirinçli yemeği yapılır. Ayrıca semizotu yapraklan, çiğ olarak öylece ya da salatalara katılarak yenilir.
BESİN DEĞERLERİ
100 gr. taze semizotunun besin değerleri şunlardır: 32 kalori; 2 gr. protein; 3,8 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 0,4 gr. yağ; 1,4 gr. lif: 4 mgr. fosfor; 40 mgr. kalsiyum; 0,2 mgr. demir; 80 mgr. sodyum; 45 mgr. potasyum; 180 IU A vitamini; 0,04 mgr. B1 vitamini; 0,03 mgr. B2 vitamini; 0,03 mgr. B6 vitamini ve 8 mgr. C vitamini.
SAĞLIĞIMIZA YARARLARI
Yukarıda sayılan besin değerlerinin yanı sıra;
o Semizotu, içerdiği yüksek oranlı lifiyle peklik (kabızlık) çekenlere iyi gelir.
o Yaşlı, hasta ve diyet yapan kişiler için çok uygun bir sebzedir.
o Semizotunun içerdiği omega 3 doymamış yağlar, balıklarınkiyle kıyaslanabilecek düzeydedir: Geleneksel olarak gut hastalığına, baş ağrısı ve bedendeki diğer ağrılara iyi geldiğine inanılmaktadır. Günümüzde yapılan bilimsel araştırmalar, semizotunun sağlığa yararlı bu etkisinin varlığını doğrulamaktadır.
Sayılan bütün bu etkileri için semizotu, diyete katılıp bolca yenilmelidir.
BİTKİSİNİN ÜRETİLMESİ
Semizotu bitkisi tohumlarıyla çoğaltılır. Bahçemizde derince kazılıp tırmıkla düzeltilerek hazırlanan tavalara tohumları serpme yöntemiyle biraz seyrekçe ekilir ya da 20 cm. aralıklı sıralara seyrekçe ekim yapılır. Toprak, tohumlarının derine inmemesi için ekimden sonra hafifçe karıştırılır. Ardından süzgeçli kovayla su verilir. Tohumlar 15 gün içinde çimlenir ve bitki toprakta görülmeye başlar.
BİTKİSİNİN YETİŞTİRİLMESİ
İklim isteği: Semizotu, ılık iklim bitsidir. Soğuktan ve kırağıdan korkar. Kışı ılık geçen bölgelerde, sonbahar ve ilkbahar arasında da yetiştirilebilir.
Toprak isteği: Toprak bakımından fazla seçici olmayan semizotu bitkisi, ağır karakterli ve fazla nemli topraklardan hoşlanmaz. Hafif karakterli ve organik madde yönünden zengin kumlu ya da kumlu-tınlı topraklarda bitkilerden en iyi sonuç alınır.
Toprak işleme: Semizotu bitkisinin tavasındaki yabani otlar, elle ya da hafif çapalamayla ayıklanmalıdır.
Sulama: Yaz mevsiminde, sıcak ve kurak havalarda, semizotunun düzenli olarak sulanması gerekir.
Gübreleme: İyi yanmış çiftlik gübresi ile kompost gübre, semizotu için en uygun olanlardır. Ancak, bir miktar fenni kompoze gübre ile bitkinin yaprak verimi düşükse şerbet verilerek desteklenmesi semizotuna yararlı olur.
Hasat (Derim): Semizotu tohumları yerine ekildikten 60-70 gün kadar sonra, bitkinin hasadı başlar. Batı ülkelerinde, bitkinin yaprak ve sapları kesilip hasat edilmektedir. Bizde, yakın zamanlara kadar, bitki, kökleriyle sökülüp hasat edilmekte ve piyasaya da öyle çıkarılmaktaydı. Günümüzde yalnızca saplı yapraklarının kesilerek satışa çıkarıldığına tanık olmaktayız.
Hastalık ve zararlılarıyla mücadele: Semizotu bitkisine dadanacak zararlı ve hastalıklarla, uzmanlara danışılarak ve uygun tarım koruma ilaçları kullanılarak zamanında, eksiksiz ve aksatılmadan mücadele sürdürülmelidir.

Kefir Hakkındaki Tüm Bilgiler.kefir Nedir?

0 yorum | Devamını Oku...
Kefir Nedir?

İnsanlar kendi hücrelerinin 10 katı sayıdaki (100 trilyon) faydalı bağırsak mikrobu ile ortak bir yaşam sürdürmektedir. Faydalı bağırsak mikropları (probiyotikler) çeşitli yararlarının yanında dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesini engelleyen koruyucu bir bağırsak tabakası oluştururlar. Bağırsaktaki sağlıklı mikrop dengesinin, zararlı mikroplar lehine değişmesi, yani bağırsaktaki mükemmel dengenin bozulması çok sayıda ivegen ve müzmin hastalığa yol açar.

Son yıllarda rafine gıdaların tüketimindeki artışa paralel olarak, turşu, kefir, boza, çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketilmesi, süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması vücudumuzun mükemmel probiyotik dengesini alt üst etmiştir.

Çay Hakkındaki Tüm Bilgiler

0 yorum | Devamını Oku...
Çayın faydaları
Çayın en önemli özelliği tamamen doğal bir ürün olması ve hiçbir yapay renklendirici, koruyucu ve kokulandırıcı içermemesidir. Ayrıca, sütsüz ve şekersiz alındığı sürece kalorisi yoktur ve vücudun su dengesinin korunmasında önemli bir rol oynayabilir
Kanser Önleyici
Yapılan araştırmalar hem yeşil hem de siyah çayların tüketilmesinin kanser riskini-özellikle akçiğer, bağırsak ve cilt kanserleri- azaltabileceğini bildirmektedir. Siyah çayın bileşenlerinin antioksidan etkisinin olabileceği, kanser yapıcı hücrelerin oluşmasını engelleyebileceği düşünülmektedir.
Çay, genetik özellikleri belirleyen DNAyı kontrol altında tutmaktadır. Bu da genlerin bozularak kanserli hücrelere dönüşmelerini önler. Eğer DNA doğru bir şekilde kopyalanmazsa, yanlış ve bozuk DNA elde edilir bu da genlerin genel yapısında bir bozukluğa yol açar. Bu bozukluklar da çeşitli kanserlere neden olur. Kanser riskini azaltıyor.
Çayın, flavinoid denilen anti oksidanlar açısından zengin olduğu öteden beri bilinmektedir. Bu madde de kanseri önleyici nitelik taşımaktadır.
Ağır ve yağlı yemeklerden 1 saat sonra içilen çayın hazmı kolaylaştırır. Çay, vücutta :-):-):-):-)bolizma sonucu oluşan zararlı atık ve zehirli maddeleri azaltır ve yok eder. Bu olumlu etki, çaydaki (P) vitamini diye adlandırılan antioksidan özellikli fenolik bileşiklerden kaynaklanır. Çay, bu yönüyle de bazı kanserlere karşı insan vücudunu korr. Çaya rengini veren fenolik bileşikler, damar çeperlerini güçlendirir. Sonuçta damar çeperlerinin yırtılması sonucu meydana gelebilecek, başta beyin kanaması olmak üzere her türlü kanama riskini azaltır.
Siyah ve yeşil çayın, kalp hastalıkları riskinin yanı sıra mide ve yemek borusu kanseri riskini de azalttığı tesbit edildi. Havuç, ıspanak, meyve ve diğer sebzelerde bulunan anti kanserojen madde karoteni yeterli derecede almayan, sigara ve alkol tüketen ve midelerinde H pylori bakterisi bulunan kişilerde mide kanseri riski bulunuyor. Yeterli miktarda çay içen ve mide sağlığına önem veren kişilerde ise bu risk azalıyor.
Daha önceki araştırmalarda yeşil çayın içinde bulunan polifenol maddesinin, kanser tümörlerinin etrafında oluşan ve tümörleri besleyen kan damarlarını tıkadığı belirlenmişti. Yeşil çay içme alışkanlığının bulunmadığı Batıda, bu yüzden kanser vakalarının Uzakdoğu ülkelerine oranla daha fazla görüldüğü belirtildi. Günde 4-5 bardak yeşil çay içenlerin, cilt kanseri riskinden korunabileceklerini düşünen bilim adamları, cilt kanserine yakalanmış olanlara ise yeşil çayı kür edici bir ilaç olarak tavsiye edemeyeceklerini belirtiyorlar.
Diş Sağlığı
Çay, doğal olarak florür içerdiği için, diş minesini kuvvetlendirir ve ağızdaki bakterileri kontrol altında tutarak plak oluşumunun azalmasına yardımcı olur. Böylece diş eti hastalıklarına karşı koruma oluşturur. Mineral maddeler nedeniyle diş sağlığı için çay içilmesi çok önemlidir.
Kalp ve Damar Sertliği
Çaydaki kafeinin kalp ve dolaşım sistemi için hafif bir uyarıcı olabileceği ve böylece damar sertliği olasılığını azaltabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, çayın kolesterolü bastırdığına ve kan pıhtılarının oluşmasını engellediğine de inanılmaktadır.
Dinlendirici & Konsantrasyon Artırıcı
Çaydaki kafein, konsantrasyonu, uyanık ve isabetli olmayı attırabilir, tat ve koku alma duyularını güçlendirebilir. Ayrıca, hazım sağlayan sıvıları, böbrek ve karaciğer de dahil olmak üzere :-):-):-):-)bolizmayı uyarır ve böylece toksinlerin ve diğer istenmeyen maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur.
Çaydaki kafein nedeniyle çayın dinlendirici özelliği vardır. Çaya özel teanin maddesi, beynin alfa dalgaları yaymasını teşvik eder. Bu dalgalar, uyuşukluk yapmadan dinlenme özelliğindedir. Kafein, sinir sistemini uyarır, damarların genişlemesini, kan devrinin hızlanmasını sağlar. Çay içenlerde zihin açıklığı olur. Ders çalışırken, kitap okurken verimliliği artırır.’
Diğer Faydaları
Çayın, vücuttaki zararlı maddeleri yok eder.
İshali durdurur.
Böbreklerin daha iyi çalışmasını sağlar.Çaydaki teobromin ve teofilin maddeleri de idrar sökücü özelliğe sahiptir. Böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar.
İçerdiği mineral maddeler nedeniyle vücuttaki mineral madde dengesinin kurulmasında sudan çok daha etkilidir.
Çay banyoları, sıcak çay emdirilmiş temiz tülbent veya pamukla yapılan kompres ve pansumanlar, göz ve ciltteki bazı rahatsızlıkları giderir, dış derideki hemoroid memelerini küçülttüğü ve ağrıları dindirir.

Kahve Hakkındaki Tüm Bilgiler

0 yorum | Devamını Oku...
Arap Kahvesi

Etiyopya’da keşfedilen ilk kahve bitkisinden türemiş olan Coffea arabica, daha çok yüksekliği 800-2000 metre arasında olan dağlık platolarda veya volkanik yamaçlarda yetişir. Her yağmurlu dönemin ardından çiçek açar ve meyvelerinin olgunlaşması için yaklaşık 9 ay gerekir. Tipik bir arabica ağacı, bir yılda yaklaşık 5 kg meyve verir ve bu meyvelerden 1 kg kahve çekirdeği elde edilir.

Yeşilimsi sarı renkteki oval Arabica çekirdeklerinden üretilen kahve, Robusta’ya göre daha az kafein içerir. Ayrıca daha lezzetli ve tatlı bir aromaya sahiptir.

Arabica kahvesi dünya kahve üretiminin %70′ini oluşturur. Ancak hastalıklara ve iklim koşullarına çok dirençli olmadığından yetiştirilmesi daha zordur ve daha pahalıdır.

En çok bilinen çeşitleri; Brezilya, Orta-Doğu Afrika, Hindistan, Endonezya’da yetişen "Bourbon" ve Latin Amerika’da yetişen "Typica"dır. Bunları Tico, Blue Mountain, Mundo Novo, Caturra, San Ramon izler.

2 Kasım 2011 Çarşamba

Şifalı Bitkiler Kataloğu

0 yorum | Devamını Oku...

Şifalı bitkiler sağlığımız için doğanın bize lütfettiği sonsuz şifa kaynağıdır. Bu şifa kaynağından yararlanırken dikkat etmemiz gereken bazı kurallarda mevcuttur. Bir yandan şifa verirken yanlış kullanımlarla sakıncalı durumlara yol açabilir. Bu yüzden sitemizdeki bilgiler sadece bilgi amaçlıdır. Oluşabilecek sağlık sorunlarında sitemiz sorumlu tutulamaz.


Aşağıdaki harflerden ilgili harfle ilgili şifalı bitlerin alt Kategorilerine gidebilirsiniz. Bitkiyi bu şekilde bulmazsanız üst menüdeki arama özelliğini kullanarak aradığınız şifalı bitkiyi bulabilirsiniz.

Şifalı Bitkiler : Z

0 yorum | Devamını Oku...

Şifalı bitkiler sağlığımız için doğanın bize lütfettiği sonsuz şifa kaynağıdır. Bu şifa kaynağından yararlanırken dikkat etmemiz gereken bazı kurallarda mevcuttur. Bir yandan şifa verirken yanlış kullanımlarla sakıncalı durumlara yol açabilir. Bu yüzden sitemizdeki bilgiler sadece bilgi amaçlıdır. Oluşabilecek sağlık sorunlarında sitemiz sorumlu tutulamaz.

Şuan Şifalı Bitkiler Kategorisinin 'Z' Harfi ile başlayan bölümündesiniz.










Zufaotu

0 yorum | Devamını Oku...

Diğer İsimleri : Çorduk, Çürdükotu, Hyssopus officinalis
Botanik Bilgi :  Ballıbabagiller familyasından; 50-120 cm. boylanabilen, çok yıllık, kokulu, çalımsı bitkidir. Gövdesi dört köşe kesitli, dallara ayrılan yapıda ve yeşil iken, bitkinin ikinci yılında odunsulaşır. Hafif tüylü, koyu yeşil renkli, ince uzun ve ucu sivrilen yaprakları şerit ya da mızraksı biçimlidir. Arı ve kelebeklerin pek sevdiği dudak biçimli çiçekleri çoğu kez mavimsi mor, bazen pembe ya da beyaz çiçek demetleri oluşturarak, yaz ortasından Eylüle kadar açar. Gözyaşı biçimli, yassı ve koyu kahverengi olan tohumları küçük olur. Bitki, tohumuyla çoğalır veya kökleri bölünerek ya da gövde kalemleri alınarak üretilir. Uzun yıllardan beri yararları bilinen zufaotu, günümüzde bazı yemeklere koku ve çeşni katmak üzere küçük miktarlarda eklenir. Kimi şarap ve likörlerin yapımında kullanılır.
Yetiştirildiği Yerler : Anayurdu Avrupa’nın güneyi ile Akdeniz havzasından Orta Asya’ya uzanan geniş alanlardır. Ülkemizde de yetişir.
Toplanması-Saklanması : Yaz sonunda toplanan yapraklı çiçek başakları, gölgeli ve havadar yerde kurutulur.
Bilinen Bileşimi : Bileşiminde % 1 oranında uçucu yağ, ayrıca flavonit, glisosit, diosmin ile tanen bulunur.                                                                   
Faydaları
Balgam söktürücüdür.
Soğuk  algınlığında terletici etkisiyle yararlıdır.
Saman nezlesinde tahriş olmuş mukozayı iyileştirip rahat ettirir.
Bronşit, öksürük, boğaz ağrısı ve kronik nezlede etkilidir.
Endişelilik, isteri ve hafif sara durumlarının atlatılmasına yardımcı olur.
Sindirim sistemini uyarıp sindirimi kolaylaştırır.
Yara, bere ve ezilmelere karşı hazırlanan çay ile masaj yapılarak uygulanırsa şifa verir.
Kullanım Şekli : 2 tatlı kaşığı çiçek-yaprak karışımı üzerine 1 bardak kaynar su dökülür ve 10-15 dakika demlendirilir. Süzülerek içilir.Tadı acı gelirse bir miktar bal karıştırabilirsiniz.Bu çaydan günde üç kez birer bardak içilir.

Zeytin

0 yorum | Devamını Oku...

Diğer İsimleri : Zeytun, Olea europaea, Olive, Olivier d’Europe
Botanik Bilgi : Zeytingiller familyasından ; 5-15m boylanabilen, 1000 yıl yaşayabilen uzun ömürlü bir ağaçtır. Yaprakları daima yeşil olup karşılıklı oval, mızrak veya nadiren kalp şeklinde, kenarları bütün, hafif geri kıvrık, üst kısmı açık yeşil, alt kısmı grimsi veya gümüşsü renktedir. Çiçekleri yaprak sapının dibinden çıkar ve 3-7 tanesi bir arada ve salkım şeklindedir. Çiçeklerin taç yaprakları dört parçalı olup gerisi boru şeklinde ve beyaz renklidir. Meyveleri etli, yuvarlak, 1-3,5cm büyüklüğünde olabilir ve önce yeşil sonra kırmızımsı ve nihayet olgunlaşınca siyah renk alır.
Yetiştirildiği Yerler : Vatanı Doğu Akdeniz ülkeleri olan bitki günümüzde bütün Akdeniz ülkeleri; Kırım, Kaliforniya, Güney Avustralya ve Orta Asya’da yaygın olarak yetiştirilmektedir.
Toplanması-Saklanması : Yaprakları - Mayıstan sonbahara kadar zeytin yaprakları toplanarak gölgede ve havadar bir yerde kurutulur.
                                           Meyvesi -   Aralık - Şubat aylarında toplanır. Elle veya sopalarla dövülerek yere düşürülerek yahut da tarama yöntemi ile toplanır. Yaklaşık 4 kg zeytinden 1 kg kadar yağ çıkar. Zeytin ezilmeden sızan yağlara sızma yağ denir, hakiki sızma yağ bu olup çok az çıkar. Zeytinin preslenmeden evvel yoğrulması esnasında sızan yağlar 2.kalite sızma yağlardır.
Bilinen Bileşimi :
 
siyah zeytin
(40-50 adet)
yeşil zeytin
(40-50 adet)
Enerji (kalori)
207
144
Yağ (g)
21.0
13.5
Karbonhidrat (g)
1.1
2.8
Protein (g)
1.8
1.5
Kalsiyum (mg)
77
90
Demir (mg)
1.6
2.0
Vitamin A (IU)
60
300
Vitamin B1 (mg)
0.02
0.02
Vitamin B2 (mg)
0.02
0.02
Niasin (mg)
0.2
0.1
Vitamin C (mg)
0
0
Faydaları
Yaprağının Faydaları
Zeytin yaprağı, oleuropein asit adli sayısız virüse, bakteri ve mantara karşı etkin mikrop kırıcı bir madde içerir. Virüsleri yok etmeğe iki şekilde yardim eder. Birincisi virüsün çoğalmasına  müdahale ederek virüsün yayılmasını önler. İkincisi ise immün sistemini daha fazla hastalıkla savaşan hücre üretmesi için destekler.
Zeytin yaprağı kalp kasının pompalama hareketini geliştirir.Zeytin yaprağı kalbe olan kan dolaşımını arttırır.
Zeytin yaprağı kronik sinüzitler için oldukça iyi bir iyileştiricidir.
Zeytin yaprağı oleuropein içeriği dolayısıyla yüksek tansiyon hastalarında kan basıncını düşürür.
Zeytin yaprağı kalp kasının pompalama hareketini geliştirerek kalp krizlerini önlemeye yardim eder.
Zeytin yaprağı zararlı mikroorganizmalarla oluşan ve enfeksiyona sebep olan pnömoninin bir çok seklini zayıflatır.
Zeytin yaprağı zararlı bakteriler yüzünden oluşan ishalleri hafifletir.
Zeytin yaprağı oleuropein içeriği dolayısıyla kronik yorgunluk sendromunun bazı semptomlarını azaltır.
Zeytin yaprağı antioksidan özelliklere sahiptir.
Kullanım Şekli : Kurutulmuş, ince kıyılmış zeytin yapraklarından 3-4kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 150-200ml kaynar su ilave edilerek 8-10dk demlenmeye bırakılır ve sonra süzülerek içilir.
Meyvesinin Faydaları (ZEYTİN)
 
ZEYTİNYAĞININ FAYDALARI            
             Zeytinyağı; eskiden sadece Akdeniz sofralarının vazgeçilmezi iken artık yavaş yavaş genel olarak mutfaklarımızın baş yağı olmaktadır.Uzmanların yaptığı açıklamalar, televizyon ve gazetelerde çıkan sağlık haberlerinin bunda büyük bir payı olmuştur. Artık hanımlar mutfaklarında zeytinyağı ile birbirinden lezzetli yemekler yapmaktadırlar. Zeytinyağının içinde yüksek oranda tekli doymamış yağ asitleri, E vitamini ve fenolik bileşenler vardır. Bu da bizim daha sağlıklı yaşamamızı, daha dinç ve dinamik olmamızı, daha genç görünmemizi sağlayacaktır. 
Temel yağ asitlerini fazlaca içermeyen zeytin yağı tekli doymamışlıklı yağ asitlerini(oleik asit) % 75gibi yüksek bir oranda içerir, bu da omega - 3 balik yağlarının hücre zarına emilmesini sağlamada yardim eder.
Zeytin yağının bir başka yasam koruyucu etkisi de LDL nin(kötü kolestrol) oksidasyonunu azaltmasıdır.Böylece kalp krizi ve felci önlemiş olur
Zeytin yağının içeriğindeki polifenoller güçlü antioksidanlar olup kolon kanserini önlemede yardımcı olabilirler.
Keratin proteininin de oksidasyonunu önleyerek saçların yumuşak ve parlak kalmasını,tırnakların soyulmasını ve kırılmasını engeller.

Besinlerin barsak emilimini arttırır.
Ödem oluşmasını önler.

Tansiyonu düşürür.

Ülserdeki mide asidi salgısını azaltır.
Pankreas salgısını uyarır.

Çocuklarda kemik gelişimine yardim eder.

Osteoporozu önleyicidir.

Diyabetlilerde seker seviyelerini düşürür.
Cildin nemli kalma yeteneğini arttırır.
Prostat kanseri riskini azaltır. Göğüs kanseri riskini düşürür.
Tümör gelişmesini engeller.

Zedeçal

0 yorum | Devamını Oku...

Diğer İsimleri : Zerdeçap, Zerdeçöp, Hindsafranı, Kurkuma, Curcuma longa, Turmeric, Curcuma
Botanik Bilgi : Zencefilgiller familyasından dikine yükselen, çok yıllık bir bitkidir. Yaprak sapları iki bölümden oluşur. Birinci kısmı gövdeyi saran kısım, ikinci kısım gövdeden ayrılan kısımdır ve takriben bir metre uzunluğundadır. Yaprakları 50-80cm uzunluğunda 20-40cm eninde oval şekilde, kenarları dalgalı, ortada ana damar ve ondan paralel olarak uzanan yan damarlardan oluşur. Ve koyu yeşil renklidir. Çiçek sapı 10-20cm uzunluğunda olup üzerinde altın sarısı veya sarı renkli üçlü taç yapraktan meydana gelir. Ve gerisi koni olup ortada bir döllenme tozluğu bulunur ve sarı renklidir. Kökleri ana ve yan köklerden oluşur, ana kök yumru şeklinde, yan kökler parmak kalınlığında, yer elması şeklinde, dışı kahverengimsi içi sarı veya kırmızımsı sarı renktedir. .
Yetiştirildiği Yerler : Anavatanı Doğu Hindistan olan Zerdeçal yurdumuzda yetiştirilmez.
Kullanıldığı Yerler : Fümeler, turşular, zerde ve bazı keklerde kullanılır. Yumurtalı yemeklerde de kullanılmaktadır. Çorbalara ilave edilir ve safranın kullanıldığı her yerde kullanılabilir. Bir miktar margarini erittikten sonra içine zerdeçal ekleyerek sebzeler, makarna ve patatesin üzerine dökerek bir sos elde edebilirsiniz. Aynı zamanda, Zerdeçal  ipek kumaşlar ve ince derilerin boyanmasında ve kına yakmada da renklendirici olarak kullanılmaktadır.
Toplanması-Saklanması : Bitkinin, kökleri sökülerek çıkarılır, yıkanır, 30-45 dakika haşlandıktan sonra güneşte kurutulur.
Bilinen Bileşimi : Zerdeçalın aktif maddesi curcumidir. Aynı zaman da bitki antienflamatuar ve antioksidan etkilere sahiptir.
Faydaları                                                                      
Solunum yolu enfeksiyonlarında (üst solunum yolu enfeksiyonu, astım, bronşit, sinüzit) yaygın olarak kullanılan bir halk ilacıdır.                                                
Sinirleri uyarır.
Vücutta biriken zehirli maddeleri atar.
Nekahat devresini kısaltır.
Verem gibi hastalıklarda faydalıdır.

Zencefil

0 yorum | Devamını Oku...

Diğer İsimleri : Zencebil, Zingiber, Ginger, Gingembre
Botanik Bilgi : Zencefilgiller familyasının örnek bitkisidir. Zencefil 1-2m boyunda çok yıllık bitki olup yurdumuzda yetişmez. Gövdesinin boruyu andıran bir duruşu vardır. Yapraklı sürgünler 1-2m boyunda olabilirken çiçek koçanını taşıyan sürgün 20cm boyundadır. Çiçek koçanı 4-6cm büyüklüğünde olup kozalağı andırır. Bu kozalak şeklindeki esmerimsi yaprakların altından çıkan çiçek sapları üzerinde çiçekleri bulunur. Kökleri yumru gibi birbirine bağlı, yatsı, boynuz gibi ve etlimsi olup bu köklerle çevresine yayılır.
Yetiştirildiği Yerler :Anayurdunun Güneydoğu Asya olduğu sanılmakta, günümüzde Hindistan ve Malezya ile diğer bazı tropikal bölgelerde yetiştirilmektedir.
Kullanım Şekli :  Kurutulup öğütülerek toz haline getirilmiş kökleri ekmek, tatlı, pasta, şarap ve bazı likörlerin yapımında kullanılır. Ayrıca zencefil tozu, baharat olarak tüketilir.
Toplanması-Saklanması : Sonbaharda yaprakları solup döküldükten sonra kökleri çıkartılarak iyice yıkanır, dış kabuğu soyulup ve bir gece soğuk suda bekletildikten sonra güneşte kurutulur.
Bilinen Bileşimi : Zencefil zingiberon, zingiberol, fellandron, borneol, sineol sitrali içeren uçucu yağ ile nişasta, yapışkan bitki sıvısı ve reçine yönünden zengindir.
Faydaları
Mide ve bağırsak gazını sökme özelliği vardır.
Mideyi yatıştırır.
Vücuttaki kan dolaşımını hızlandırır.
Bedeni ısıtır, terlemeyi sağlar.
Hazırlanan çayla gargara yapılırsa boğaz ağrılarını geçirir.
Kas incinmelerinde haricen kullanılarak masaj yapılır.
Kullanım Şekli :  Zencefil tozundan 1,5 tatlı kaşığı, 1 bardak su içine konularak ocakta su kaynayıncaya kadar beklenilir. Sonra, ateş kısılarak 5-10 dakika daha ısıtmaya devam edilir.

Zambak

0 yorum | Devamını Oku...

Diğer İsimleri : Zanbak, Lilium, Lily, Lis
Botanik Bilgi : Zambakgiller familyasından, soğanı pullu, dik gövdeli, güzel ve iri çiçekli bir bitkidir. 50 kadar türü vardır. Beyaz zambak (Ak zambak, Lilium candidum); 1 metre kadar boylanabilir. Çiçekleri beyazdır. Kırmızı zambak (Lilium martagon) yüksek dağlarda bulunur. Trabzon zambağı (Lilium ponticum) Doğu Karadeniz Bölgesinde yetişir. Ev ilaçlarında; beyaz zambak kullanılır.
Bilinen Bileşimi : İron, iridin, tanen, reçineler, şekerler, yağ.
Faydaları
Baş ağrısı ve kulak ağrısını giderir.
Öksürük ve bronşite fayda sağlar.
Diş ağrılarını ve iltihaplarını giderir.
Şişlikleri indirir.

Zakkum

0 yorum | Devamını Oku...

Diğer İsimleri : Zıkkım ağacı, Ağu ağacı, Zokum, Nerium oleander, Öleander, Laurier rose
Botanik Bilgi : Zakkumgiller familyasından; boyu 5 metreye kadar uzayan bir bitkidir. Kış aylarında yapraklarını dökmez. Sık dallıdır. Çiçekleri pembedir. Meyveleri kapsül şeklindedir, zehirlidir.  Ev ilaçlarında kullanılmamalıdır.
Yetiştirildiği Yerler : Akdeniz ikliminin hakim olan topraklarımızda yetişir.
Bilinen Bileşimi : Yapraklarında reçine, tanen, glikoz, C vitamini ve oleandrin adında bir glikozit vardır. Kabukları ve tohumlarında da etkili maddeler vardır.
Faydaları
Haricen kullanıldığı takdirde adale ağrılarını giderir. Akrep ve arı sokmasında faydalıdır. Düşük dozlarda kullanılacak olursa kalbi kuvvetlendirir, bol miktarda idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır.
UYARI : Zehirli olduğu için kullanılmamalıdır.

Şifalı Bitkiler : Y

0 yorum | Devamını Oku...



Şifalı bitkiler sağlığımız için doğanın bize lütfettiği sonsuz şifa kaynağıdır. Bu şifa kaynağından yararlanırken dikkat etmemiz gereken bazı kurallarda mevcuttur. Bir yandan şifa verirken yanlış kullanımlarla sakıncalı durumlara yol açabilir. Bu yüzden sitemizdeki bilgiler sadece bilgi amaçlıdır. Oluşabilecek sağlık sorunlarında sitemiz sorumlu tutulamaz.

Şuan Şifalı Bitkiler Kategorisinin 'Y' Harfi ile başlayan bölümündesiniz.





















Yeşil Çay

0 yorum | Devamını Oku...

Diğer İsimleri : Chinese Tea,  Japanese Green Tea, Green tea, Camellia sinensis
Botanik Bilgi : Theaceae(Camellia) familyasındandır. Aslında çayın yabani olarak yetişen ağaçları 10-15m boyundadı. Toplamda kolaylık olsun diye sürekli taze sürgünleri kesilerek 1 m boyunda bir funda şeklinde bırakılır.Yeşil çay, Camellia sinensis bitkisinden elde edilen okside olmamış çay yaprağıdır. Siyah çay ile yeşil çayın bitkisi aslında aynıdır. Fakat yeşil çay daha az işlenerek kullanılır.Bu yüzden antioksidan özelliğini kaybetmez
Yetiştirildiği Yerler : Vatanı Hindistan’ın kuzeydoğusundaki eyaleti Assam olup, burada dünyanın diğer ülkelerinde yayılmıştır.
Toplanması-Saklanması : Taze toplanmış çay yaprakları buharla muamele edilip fermentasyon tehlikesinden uzaklaştırılarak kurutulur.
Bilinen Bileşimi : Yeşil çayda catechin, epicatechin, picatechin gallate, epigallo catechin gallate vegallo catechin dedigimiz çay polifenolleri daha çok bulunur. İşte bu yüzden yeşil çayın iyileştiricilik aktivitesi siyah çaydan 6 misli daha fazladır. Temel aktif maddesi kafein olan bitki, ayrıca çeşitli vitamin ve mineraller, esansiyel yağ ve bunlara ilâveten 300′e yakın madde daha içeriyor.Yüksek oranda C vitamini içeriyor.
Faydaları
Kalp ve dolaşım sistemini olumlu etkiliyor ve damarları güçlendiriyor.
Kanser riskini ve kadınlarda yumurtalık kanserine yakalanma riskini yüzde 60 oranında azaltıyor.
Zihinsel ve bedensel performansı olumlu etkiliyor.
Sürekli kullanımı, romatizmal hastalıkların tedavisinde fayda sağlıyor.
İdrar söktürüyor ve toksinlerin vücuttan atılmasını sağlıyor.
Antioksidan özelliği ile kanser dahil birçok hastalığa sebep olduğu bilinen serbest radikalleri nötralize ediyor ve erken yaşlanmayı geciktiriyor.
Anti kanserojen.
Soğuk algınlığına karşı da koruyucudur.
Anti enflamatuar hücre yenileyicidir.
İçerdiği florür nedeniyle diş çürümelerini engelliyor.
Mide ve barsak problemlerini hafifletiyor.
Vücuttaki yağların yakılma sürecini hızlandırarak diyetleri destekliyor.
Dolaşımı düzenliyor.
Kolestrolü ve yüksek tansiyonu düşürüyor.
Tiroid fonksiyonlarının düzenlenmesinde olumlu etki yapıyor.
Kan dolaşımını ve deri rejenerasyonunu destekliyor.
Kullanım Şekli : Her bardağa 1 gr yeşil çay yaprağı gelecek şekilde demlenir.
UYARI : Çocuklarda, hamilelerde, emziren annelerde, kalp, böbrek ve mide rahatsızlıkları olanlarda önerilmez.

Hakkımızda

Bu Sayfa Üzerinde Aklınıza gelecebilecek tüm sorulara cevap arayacağız, sormak istediginiz birşey varsa iletişim kısmından yazabilirsiniz.

Takip Listemizden

İstatistikler


Sitemizde 33 kategoride toplam yazı bulunmaktadır!

Görüntülenme

back to top