5 Kasım 2012 Pazartesi

KPSSP8 Puan Türü Nedir Nasıl Hesaplanır?

0 yorum | Devamını Oku...
KPSSP8 puan türü aşağıdaki puanlardan oluşmaktadır:
  • % 40 Genel Yetenek
  • % 40 Genel Kültür
  • % 20 Yabancı Dil

KPSS P8 puanıyla aşağıdaki kurumlarca memur alımı yapılmaktadır:
  • Kültür ve Turizm Bakanlığı
  • Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı - Müfettiş Yardımcısı
  • Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Stajyer Kontrolörlüğü
  • Kültür Turizm Bakanlığı Kültür ve Turizm Uzman Yardımcısı
  • Kül. ve Tur. Bk. Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü Stajyer Kont. 

KPSSP7 Puan Türü Nedir Nasıl Hesaplanır?

0 yorum | Devamını Oku...
KPSSP7 puan türü aşağıdaki puanlardan oluşmaktadır:
  • % 45 Genel Yetenek
  • % 25 Genel Kültür
  • % 30 Yabancı Dil

KPSS P7 puanıyla aşağıdaki kurumlarca memur alımı yapılmaktadır:

- Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı (Teknik)

KPSSP6 Puan Türü Nedir Nasıl Hesaplanır?

0 yorum | Devamını Oku...
KPSSP6 puan türü aşağıdaki puanlardan hesaplanmaktadır:
  • % 50 Genel Yetenek
  • % 10 Genel Kültür
  • % 40 Yabancı Dil

KPSS P6 puanıyla aşağıdaki kurumlarca memur alımı yapılmaktadır:
  • Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Uzman Hukukçu Yardımcılığı ve Uzman Yardımcılığı
  • Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanlığı Enerji Uzman Yrd (Mühendis)
  • Denizcilik Müs. Denizcilik Uz.Yrd.

KPSSP5 Puan Türü Nedir Nasıl Hesaplanır?

0 yorum | Devamını Oku...
KPSSP5 puan türü aşağıdaki puanlardan oluşmaktadır:
  • % 50 Genel Yetenek
  • % 30 Genel Kültür
  • % 20 Yabancı Dil

KPSS P5 puanıyla aşağıdaki kurumlarca memur alımı yapılmaktadır:
  • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi) Eğitim Uzm.Yrd., Rekabet Uzm.Yard.
  • Kamu İhale Kurumu

KPSSP4 Puan Türü Nedir Nasıl Hesaplanır?

0 yorum | Devamını Oku...
KPSSP4 puan türü aşağıdaki puanlardan oluşmaktadır:
  • % 50 Genel Yetenek
  • % 40 Genel Kültür
  • % 10 Yabancı Dil

KPSS P4 puanıyla aşağıdaki kurumlarca memur alımı yapılmaktadır:
  • Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Stajyer Kontrolör (Mühendis)
  • Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabet Uzman Yardımcısı (Mühendis)
  • Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Planlama Uzman Yardımcısı

KPSSP3 Puan Türü Nedir Nasıl Hesaplanır?

0 yorum | Devamını Oku...
KPSSP3 puan türü aşağıdaki puanlardan oluşmaktadır:
  • % 50 Genel Yetenek
  • % 50 Genel Kültür

KPSS P3 puanıyla aşağıdaki kurumlarca memur alımı yapılmaktadır:
  • Lisans mezunlarının KPSS-B başvurularında kullanılan puan.
  • Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (Üniversitelerin İletişim Fakültelerinin, halkla ilişkiler ve tanıtım bölümünden mezun olmak veya yukarıda sayılanlara denkliği yetkili makamlarca kabul edilen yurtiçi veya yurtdışındaki en az dört yıllık lisans eğitimi veren fakülte veya yüksekokulların ilgili bölümlerinden mezun olmak)
  • Gümrük Müşteşarlığı
  • Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü
  • Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
  • Maliye Bakanlığı
  • Devlet Hava Meydanları Genel Müdürlüğü
  • T.C. Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü
  • Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü
  • Devlet Su İşleri Gen. Müd.
  • Petrol İşleri Gen. Müd.
  • Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
  • Eti Maden İşletmeleri Gen.Müd.
  • Orman Genel Müdürlüğü
  • Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
  • Makine Kimya Endüstrisi
  • Adalet Bakanlığı Adliyeler (Katiplik, Mübaşir, İnfaz koruma vb.)
  • Polislik
  • TSK (Sözleşmeli Subay, Astsubay, Uzman Çavuş)

KPSSP2 Puan Türü Nedir Nasıl Hesaplanır?

0 yorum | Devamını Oku...
KPSSP2 puan türü aşağıdaki puanlardan oluşmaktadır:
  • % 60 Genel Yetenek
  • % 40 Genel Kültür

Bu puan ile hangi kurumlarca memur alımı yapılacağı bilinmemektedir.

KPSSP1 Puan Türü Nedir Nasıl Hesaplanır?

0 yorum | Devamını Oku...
KPSSP1 puan türü aşağıdaki puanlardan hesaplanmaktadır:
  • % 70 Genel Yetenek
  • % 30 Genel Kültür

KPSS P1 puanıyla aşağıdaki kurumlarca memur alımı yapılmaktadır:
  • Rekabet Kurumu
  • Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Denetçi Yardımcısı, Eğitim Araştırmacısı, Uzman Yardımcısı


Ankilozan Spondilit ( AS ) Nedir ? Nasıl Tedevi Edilir? Nasıl Korunulur?

0 yorum | Devamını Oku...
Omurga
Omurga, 24 omur ve bunlar arasindaki 110 eklemden olusur. Omurgada 3 bölüm vardir : 7 boyun omuru, 12 sirt omuru ve 5 bel omuru. Boyun bölgesi çok hareketlidir. Sirt bölgesinde her bir omur, iki yandan kaburgalarla birlesir. Bel bölgesinin alt kisminda yer alan sakrum kemigi, legen kemigi içinde yuvalanmistir. Sakrum ve pelvis kemikleri arasinda her iki yanda yeralan eklemler sakroiliak eklemler olarak adlandirilir. Iste bu eklemler AS'in ilk basladigi bölgedir.


AS'in nedeni nedir?
Tam olarak bilmiyoruz. Arastirmalar, AS hastalarinin %96'sinda benzer genetik hücre isaretleyicileri (HLA-B27)'nin bulundugunu göstermistir. Olasilikla, normalde zararsiz olan bazi mikroorganizmalar, HLA-B27 ile iliskiye girmektedir. Bazi barsak ya da idrar yollari hastaliklari AS'in ortaya çikmasini tetiklemektedir. Bazen, belirtiler yatak istirahati (sözgelimi trafik kazasini izleyen istirahat) döneminden sonra da ortaya çikabilir.

Reiter sendromu olarak bilinen hastalik da AS'e yol açabilir. Reiter sendromunda gözde yangisal tutulus (irit, üveit, konjunktivit), dis idrar yolu yangisi (üretrit) ve büyük eklemlerde daha sik olmak üzere eklem tutuluslari görülür.


AS'de ne olmaktadir ?
AS'de ilk tutulan bölge siklikla legen kemikleridir. Buna farkli zamanlarda bel, gögüs kafesi ve boyun bölgeleri tutuluslari eklenir. Bu bölgelerde, kiris ve baglarin kemige yapistiklari yerde ortaya çikan yangi temel bozukluktur. Bu yapisma yerlerinde asinmalar meydana gelir. Yangi yatisirken, iyilesme sürecinde yeni kemik olusumlari ortaya çikar. Kiris ya da baglardaki elastik dokularin yerine kemik dokusunun geçmesiyle, harekette azalma olur. Yangisal olayin tekrarlamalari sonucunda kemik olusumlari artar ve omurga kemikleri kaynasarak bütün bir hal alirlar ve bu da hareketlerin kisitlanmasiyla sonuçlanir. Hastaligin baslangiç dönemlerindeki hareket kisitliliginin nedeni, agri ve kas kasilmalaridir ve bu dönemde ilaç kullanimi ile düzelir. Ancak, ileri dönemdeki kemiklerdeki birlesmeden sonra ortaya çikan hareket kisitliligi geriye dönmez. Bunun engellenebilmesi ya da yavaslatilabilmesi için, egzersizlerin düzenli olarak yapilmasi sarttir.


AS ile spondiloz (kireçlenme) ayni seyler midir?
Hayir. Bu ikisi birbirinden tamamen farkli hastaliklardir. Spondiloz, omurganin asinmasiyla iliskili bir hastaliktir ve siklikla yasli kisilerde görülür. AS ise, yeni kemik olusumlari ve kemiklerin kaynasmasiyla birlikte giden, daha çok genç yaslarda baslayan, yangisal bir hastaliktir.


AS yaygin bir hastalik midir ?
Ingiltere'de 200 erkekte 1 ve 500 kadinda 1 sikliginda görülmektedir. Amerika Birlesik Devletleri'nde yaklasik 1000'de 1 olarak bildirilmektedir.


AS kimlerde görülür ?
Erkekler, kadinlar ve çocuklarda görülebilir. Erkeklerde, kadinlardan yaklasik 3 kat daha fazla görülmektedir. Tüm yaslarda baslayabilir. Genellikle 20'li yaslarda (ortalama olarak 24-26 yasinda) baslamaktadir. Ancak, belirtiler daha ileri yaslarda ortaya çikabilir. 40 yasindan sonra baslangiç nadirdir.


Erkek, kadin ve çocuklarda AS farkli midir ?
Evet. Aralarinda bazi küçük farkliliklar vardir.

Erkekler : Legen kemikleri ve omurga siklikla tutulur. Gögüs kafesi, kalça, omuz ve ayak eklemleri de tutulabilir.

Kadinlar : Genellikle kabul edilen görüs, AS'in kadinlarda çogu kez erkeklerden daha hafif seyrettigidir. Hastalik belirtilerinin ortaya çikmasiyla, tani konulmasi arasinda geçen süre, kadinlarda (5 yil) erkeklerdekinden (3 yil) daha uzundur. Omurga tutulusu genellikle erkeklerden daha az siddetlidir. Legen kemigi, kalça, el ve ayak bilegi eklemleri daha sik tutulur. AS, dogurganlik yetenegi, gebelik ve dogumda herhangi bir sorun yaratmaz.

Çocuklar : 11 yasinin altindaki çocuklarda AS belirtileri görülmesi nadirdir. Tipik olarak diz, ayak ve ayak bilegi, kalça eklemleri tutulur. Nadiren bel agrisi olur. Gençlerde kalça tutulusu siddetli seyredebilir ve bu hastalarda yetiskin yaslara varildiginda kalça protezi gerekebilir.


AS'in belirtileri nelerdir?
Tipik belirtileri sunlardir :

Haftalar ya da aylar içinde yavas yavas artan bel agrisi ve sertlik. Gün içinde hareket etmekle ya da egzersizle azalan sabah sertligi ve agrisi. Egzersizlerden sonra daha iyi, istirahatten sonra daha kötü hissedilmesi (mekanik karakterli bel agrilarinin tersine - sözgelimi bel fitigi-). 3 aydan uzun süredir belirtilerin varligi. Özellikle erken dönemlerde, kilo kaybi. Yorgunluk. Ates ve gece terlemesi. Tipik belirtiler bunlar olmasina karsin, bazen farkli sekillerde baslangiç görülebilir. Belde belirgin bir agri olmaksizin, kaba etlerde bazen bir tarafta, bazen diger tarafta degisici sekilde agri ile baslamasi da siktir. Bu agri bele, uyluga yayilim gösterebilir. Bazen de yalnizca topuk agrisi, gögüs agrisi ile baslayabilir.

Sabahlari daha kötü oluyorum
Bu beklenen bir seydir. Hastaligin tipik özelliklerinden biri, gecenin geç ve sabahin erken saatlerinde agri ve sertligin belirgin olmasi ve gün içinde hareket ya da egzersizlerle düzelmesidir. Benzer sekilde sinema ya da tiyatroda uzun süre oturduktan, ya da uzun süre araba kullandiktan sonra agri ve sertlikte artma olabilir.


AS öteki eklemleri etkiler mi ?
Evet. AS bazen, kalça, diz, ayak bilekleri ve omuzda agri, sislik ve hareket kisitliligina neden olabilir. Topuklarda agri görülebilir. Az sayida hasta çene eklemi de etkilenebilir.

AS öteki organlari etkiler mi ?
Evet. Bazen göz, kalp, akcigerler ve böbrekleri etkileyebilir. Bunlar yasamsal sorunlar yaratacak etkiler degildir ve daha kolay tedavi edilebilirler.


AS gözü nasil etkiler ?
AS gözün bazi bölümlerinde yansisal olaya neden olabilir. Bu durumda genellikle ilk belirti, görmede hafif bulaniklasmadir. Ama, kizarik bir gözle birlikte keskin bir aci da temel belirti olabilir. Kalici hasar olusmamasi için hemen tedavi edilmelidir. Bu durumda bir göz doktorundan yardim almak ve ona AS hastasi oldugunuzu belirtmek yerinde olacaktir. Göz doktorunun verecegi göz damlalari yangiyi kisa sürede azaltacaktir. Yangi dirençli ise, bu damlalari uzun süre kullanmak gerekli olabilir.


AS kalbi nasil etkiler ?
AS'de bazen kalp hafif derecede etkilenebilir. Hastalarin çogunda o kadar hafiftir ki, ortaya çikarmak zordur. Kalp kapaklari ve ileti sisteminde bozukluk ortaya çikabilir. Ancak, bunlar genellikle hastalarda herhangi bir sorun yaratmaz.


AS akcigerleri nasil etkiler ?
Gögüs kafesi eklemleri ve kaslarini etkileyerek, özellikle soluk alip verme, öksürme, aksirma, esneme, ikinma sirasinda agriya neden olabilir. Akcigerlerin tamamen havalanmasinda bozulmaya yolaçar. Bazan akcigerlerin iç yapisinda da tutulusa neden olabilir. Bu nedenlerle, AS'te solunum egzersizleri çok önem tasir.AS'in geç dönemlerinde gögüs duvari tamemen hareketsiz hale gelebilir ve akcigerlere hava giris çikisi etkilenebilir. Bunun anlami, solunumun durmasi demek degildir. soluk alip verirken, diyafram kasi sürekli çalisir ve karniniz hareket eder. Asiri yemek ve kalin giyinmek solunum için gereken çabayi arttiracagindan, bunlardan kaçinmaniz sizi daha rahat ettirecektir. Sigara içmemek çok önemlidir. Sigara içilmesi solunumu zorlastiracagi gibi, ciddi gögüs hastaliklarina da neden olabilir.


AS böbrekleri nasil etkiler ?
Az sayidaki, ileri AS'li bazi hastalarda böbreklerde amiloid adi verilen bir proteinin birikmesi sonucunda böbrek yetmezligi ortaya çikabilir. Steroid yapida olmayan yangi giderici ilaçlar da uzun süreli kullanimda bazi böbrek sorunlarina yol açabilir.


Baska etkiler var midir ?
Kilo kaybi, hafif ates, yorgunluk, kansizlik ve bazen depresyon görülebilir. Iyi beslenmeli ve istirahat etmelisiniz. Kansizlik için gerekirse doktorunuz size uygun ilaçlari verecektir.

AS'li hastalarda görülebilen önemli bir sorun da osteoporoz'dur. Osteoporoz, kemiklerin yogunlugunun azalmasi ve daha gözenekli hale gelmesiyle karakterli bir hastaliktir. En önemli sonuçlari ise, omurlar ve kalça basta olmak üzere kolay kemik kiriklarinin ortaya çikmasidir. Tani için bazi laboratuvar incelemeleri ve kemik yogunlugu ölçümü gereklidir. Tedavide, hekiminizin uygun görecegi ilaçlar ve düzenli yapacaginiz egzersizler yararli olacaktir.


AS herkesi ayni sekilde mi etkiler ?
Hayir. AS çok degisken bir hastaliktir. Birbirinin ayni olan iki AS olgusu yoktur. Bazi hastalarin neredeyse hiç yakinmasi yokken, bazilarinin çok önemli derecede yakinmalari olabilir.

Buna karsin, açikça bilinmelidir ki egzersiz yapan hastalarin durumu, egzersiz yapmayanlardan çok daha iyidir.


Ameliyat olmam gerekecek mi ?
Büyük olasilikla hayir. Bu hastaligin tedavisinde cerrahi girisimler pek az yer tutar. AS'li hastalarin yaklasik %6'si kalça protezine gereksinim duyar. Bu protez sayesinde hastanin eski hareketliligine kavusmasi önemli ölçüde basariyla saglanir ve hasarli eklemden kaynaklanan agri ortadan kalkar. Omurgalarinda asiri kamburluk ortaya çikan pek az sayidaki hastada, bu durumun düzeltilmesi için cerrahi girisim uygulanmasi gerekebilir.


Hangi ilaçlari kullanmam gereklidir ?
AS tedavisinde temel amaç agrinin azaltilmasi, vücut pozisyonunun ve eklem hareketliliginin korunmasidir. Hastalar agri nedeniyle bazi hareketlerden kaçinirlar. Hastaligin dogasi geregi, istirahat agriyi daha da arttirir ve ayrica eklem hareketliliginin azalmasina, vücut pozisyonunun bozulmasina yol açar. AS'li hastalarin %80'inden fazlasi agri, sertlik ve yangiyi azaltmak amaciyla steroid olmayan yangi giderici ilaçlar kullanirlar. Geceleri yatarken kullanilan ilaç, gecenin iyi geçmesini, sabah daha rahat kalkmasini ve sertligin azalmasini saglar. Gerekirse, gündüzleri ek bir doz da kullanilabilir. Ancak, bazi hastalarda bu ilaçlarin basta mide-barsak sistemi olmak üzere bazi yan etkileriyle karsilasilabilir. Bu hastalarda ise, mide koruyucu ilaçlardan yararlanilir ya da sadece parasetamol gibi basit agri kesici ilaçlar önerilir. Bazi hastalarda, steroid olmayan yangi giderici ilaçlar yeterli olmaz. Bu hastalarda, sulfasalazin (Salazopyrin) ya da metotreksat gibi ilaçlarin tedaviye eklenmesi gerekebilir.

Unutmayiniz ! Ilaç tedavisinin temel amaci, agrinizi azaltarak, hareketliliginizin devamini ve böylece çalismanizi, egzersizlerinizi daha rahat yapmanizi ve vücut pozisyonunuzu korumanizi saglamaktir.


AS yasami tehdit eder mi ?
AS, hemen hemen hiçbir zaman yasami tehdit etmez.


Hastalik çocuklarimda ortaya çikar mi?
Hasta olan baba ya da annenin HLA-B27 genini çocuklarina iletme olasiligi %50'dir. Ancak, bu geni tasiyan herkeste AS ortaya çikmaz.

Siz hastaysaniz, çocugunuzda AS gelisme olasiligi %10; eger çocugunuzda HLA-B27 geni varsa %20'dir. Hasta dede ya da nineden toruna AS hastaliginin geçme olasiligi ise %5'tir.

Eger çocugunuzda erken AS bulgulari gelisirse, bu konuda uzman bir doktora danismaniz yerinde olacaktir.


AS ile birlikte olan baska hastaliklar var midir?
Psoriazis (sedef) adi verilen hastalik AS ile birlikte olabilir. Psoriaziste vücut derisi ve saçli deride pullanmalar vardir. Psoriazis bazen farkli sekillerdeki eklem tutuluslarina da yol açabilir. Klamidya adli bir bakterinin yol açtigi ve cinsel iliskiyle bulasan bir enfeksiyon hastaligi olan nonspesifik üretrit olarak bilinen hastalik bazen Reiter sendromuna yol açabilir. Ülseratif kolit ve Crohn hastaligi da AS ile iliskilidir, ancak nedenleri bilinmemektedir. Bu iki hastaligin belirtileri kanli ishal, ates, kilo kaybi ve bazi hastalarda çevresel eklem tutulusudur.


Kendimde AS olup olmadigindan nasil emin olabilirim ?
AS tanisi klinik bulgular esliginde, röntgen incelemelerinde karakteristik görünümlerin saptanmasiyla konur. Ancak, bazen baslangiçta röntgen bulgulari henüz görülmeyebilir. Tani koymada kan testleri pek yararli degildir, ancak bu testler hastaligin aktivitesinin ve gidisini izlemede yararlidir.


AS'in sifasi var midir, tamamen iyilesir mi ?
Ne yazik ki hayir. Steroid olmayan yangi giderici ilaçlar agriyi azaltirlar, rahat bir uyku ve genel iyilik saglarlar. Ancak, ilaç kullanmak tedavinin sadece bir bölümüdür. Uygun egzersizlerin yapilmasi AS tedavisinde çok önemli bir yer tutar. Ilaçlar bu egzersizleri agrisiz olarak yapabilmenize yardimci olur. Unutmayiniz ! Tedavinin temeli egzersizlerdir.


Bu hastalik nasil sonuçlanir, ne olurum ?
AS tüm hastalarda ayni gidisi izlemez. Hastadan hastaya farkliliklar gösterebilir. Genellikle, belirtiler yillar boyunca gelir ve gider, çesitli araliklarla tekrarlar. Klasik olarak önce bel bölgesi sertlesir, sonra bu sertlik omurga boyunca yukari dogru boyun bölgesine dek ilerler ve omurganiz öne egik bir sekilde hareketsiz kalir. Uygun tedavi edilmeyen bir hastada gelisecek klasik vücut pozisyonu, kalçalar ve dizlerde bükülme, omurgada (bel, sirt ve boyunda) hareketsizlik, sirtta kamburlasma ve bombe bir karin seklindedir. Bu kötü vücut pozisyonu, kötü görünüm yanisira, günlük yasaminizda birçok sorunla karsilasmaniza neden olur. Eger vücut pozisyonunuza özen gösterir, egzersizlerinizi düzenli olarak yapar ve önerilere uyarsaniz ciddi sorunlarin önüne geçebilirsiniz.NORMAL BIR YASAM IÇIN

Eger hastaliginizin gerekirdigi seyleri iyi bir sekilde yaparsaniz, günlük yasantinizi normal bir sekilde sürdürebilirsiniz.


Is Hayati
AS'li hastalarin çogunun is hayati normal insanlardan pek az farklidir. Gerçekten, büyük çogunlugu normal sürelerde çalisirlar. Bununla beraber, is hayatinizda dikkat etmeniz gereken seyler vardir.

Isteyken oturma ve ayakta durma sirasinda omurganizin pozisyonuna özel dikkat göstermelisiniz. Masa basinda çalisiyorsaniz, dogru vücut pozisyonu için masa ve sandalyenizin yüksekligini ayarlamali, öne dogru egik oturmamalisiniz. Uzun süre oturmamali ya da ayakta durmamalisiniz. Eger uzun süre ayni pozisyonda durmaniz gerekirse, olabildigi kadar sikça eklemlerinizi hareket ettirmeli ve esnetme hareketleri yapmalisiniz. Yorucu islerde çalisanlarin zaman zaman istirahat etmeleri yerinde olur. 20 dakika kadar sirtüstü ya da yüzükoyun yatmak, omurganin öne egik pozisyonunu engellemek için çok yararlidir. Hastaliginiz ve isiniz birbirini kötü yönde etkileyen özellikler tasiyorsa, isiniz ya da çalisma kosullarinizda degisiklik yapmak gerekli olabilir.


Spor
AS'li olmaniz fiziksel aktivitelerinizde önemli degisiklik yapmaz. Günde en az bir kez solunum egzersizlerini yapmak oldukça yararlidir. Yüzme sizin için çok yararli bir spordur. Yüzmenin tüm kaslariniz ve eklemleriniz üzerinde, yerçekimsiz yatay pozisyon nedeniyle, çok yararli etkileri vardir. Solunum kapasitesini arttirici etkisi de çok önemlidir. Futbol, güres, karate, voleybol, basketbol gibi sporlardan kaçinmaniz daha dogrudur. Eklemlerinizi korumak için, tüm aktiviteleriniz sirasinda kullanacaginiz ayakkabilarin tabani, darbe emici özellikte olmalidir.


Otomobil kullanmak
Uzun süre otomobil kullanmak agri ve sertlikte artmaya neden olabilir. Uzun yolculuklarda sik sik yürüyüs molalaro vermek çok önemlidir. Otomobil sürerken, uygun pozisyonunuzu korumak için belinize ve/veya kalçanizin altina küçük bir yastik yerlestirin. Koltuk basliginin da uygun pozisyonda olmasina özen gösterin. Eger boyun hareketleriniz kisitliysa, ek aynalar kullanmaniz görüs alaninizi arttirmak için yararli olabilir.


Cinsel yasam
AS normal kosullarda cinsel yasaminizi bozmaz. Ancak yine de, kalça sorununuz varsa, omurga sekliniz önemli derecede bozulmussa ya da hastaligin alevli dönemindeyseniz, daha rahat ve doyurucu pozisyonlar bulmaniz gerekebilir. Eger yorgunluk sorun yaratiyorsa, aktivitelerinizi planlamaniz ve düzenlemeniz gerekecektir. Bu sorunlari esinizle konusmaniz, sizi daha iyi anlamasini saglayacaktir. Iyi bir cinsel yasam için iyi bir iletisim ve olaylarin gülünç yönünü görebilme yetenegi çok önemlidir.


Gebelik
Genellikle bilinen, gebeligin AS'de bir problem olmadigidir. Gebelik nedeniyle hastalikta alevlenme ya da gerileme ortaya çikmaz. Eger ciddi kalça sorunu varsa, sezaryen ile dogum gerekli olabilir. Gebelik süresince bebegin büyümesi, omurganin egilmesine ve ayakta dururken agrida artmaya neden olabilir. Agirligi omurga üzerinden alip yayan gebelik desteklerinin kullanilmasi yardimci olabilir. Gebeligin ilk 12 haftasi ve son 4 haftasinda yangi giderici ilaçlarin birakilmasi uygundur. Emzirme döneminin sona ermesine kadar da, ilaç kullanimina yeniden baslanmamasi iyi olur. Ilaç kullanmak yerine, egzersiz programinizi arttirmayi deneyebilirsiniz. Ilk 12 haftadan sonra, gebelik normal seyrediyorsa ilaç kullanmak yerine sicak su havuzlarinda yapilacak su banyolarinin uygulanmasi yardimci olabilir.AZIRATIK ÖNERIL


Pozisyon
Tüm gün boyunca ve gece, uygun vücut pozisyonunu korumalisiniz. Kötü pozisyonda durmak hastalik nedeniyle kötü vücut pozisyonunun yerlesmesine neden olabilir. Uzun süre ayni pozisyonda kalmamaya ve vücudunuzu sürekli dik pozisyonda tutmaya özen göstermelisiniz.


Uygun bir sandalye kullanmak
Evde ve isyerinde kullanacaginiz sandalyenin oturak yeri ve arkaligi sert olmali, çökmemelidir. Arkaligi düz olmali ve bas seviyesine dek uzanmalidir. Omurganin agirligini azaltmak için, kol destekleri olan bir sandalye seçilmelidir. Belinizi sandalyeye rahatça yerlestirebilmeniz için, sandalyenin oturma yeri çok uzun olmamalidir. Kalça ve diz eklemlerinizin dogru sekilde yerlesebilmesi için, sandalye yüksekligi uygun seçilmelidir. Alçak, yumusak sandalyelere ya da kanepeye oturmaktan kaçinilmalidir. Çünkü, bunlar kötü pozisyona yol açabilir ve agriyi arttirabilirler. Çalisma masasinin yüksekligi de öne egik pozisyonda durmayi gerektirmeyecek bir sekilde ayarlanmalidir.


Yatak ve yastik seçimi
Yatak sert olmali, çökmemelidir. Yatagin alti bir kontrplak ya da suntayla desteklenmelidir. Eger yeni bir yatak alacaksaniz, satin almadan önce 20 dakika kadar yatarak denemeniz yerinde olacaktir. Kustüyü bir yastik boynunuza iyi bir sekilde destek saglayabilir. Yastik kalinligi olabildigince az olmali, kalin yastik ya da fazla sayida yastikta yatilmamali, yastik kalinligi yavas yavas azaltilmaya çalisilmalidir.

Günde 20 dakika sirtüstü ya da yüzü koyun düz bir sekilde yatin

Bu sekilde, omurganizin agirligini azaltmaya önemli ölçüde yardimci olabilirsiniz. Gece uyurken de, sirtüstü ya da yüzükoyun uyuma aliskanligi edinmek oldukça yararlidir.

En kötü yatma sekli, yan ve bacaklar karina çekili halde yatmadir. Kalça ve diz eklemleriniz için, bu pozisyon oldukça sakincalidir.


Sicak ya da soguk uygulamalar
Farkli isi uygulamalari agri ve sertligin azaltilmasinda yararli olacaktir. Sabah ve/veya gece yatmadan önce yapilacak sicak bir banyo ya da dus, özellikle birlikte germe egzersizleri de yapilirsa agri ve sertligi giderir. Yatakta sicak su torbasi ya da elektrikli battaniye kullanilabilir.

Eger yangi gelismis bir bölgeniz varsa (bu bölge sicak, kirmizi ve agrilidir), bu bölgeye günde birkaç kez 10-15 dakika süreyle soguk uygulanmalidir. bunun için, hazir soguk paketler kullanilabilecegi gibi, sulu sekilde buzluga konup donmasi saglanmis havlular da kullanilabilir. Gerek sicak ve gerekse soguk uygulamalarda uygulamaya bagli deri yaniklarina karsi dikkatli olmak gereklidir.


Bel korsesi kullanmayin
Korse kullanmak kesinlikle dogru degildir. bunlar, omurgayi sert halde tutarak kötü etkili olurlar. Omurgayi bir korseyle hareketsiz kilmak, hareket etme yeteneklerinin daha da azalmasina neden olur.


Düzenli beslenin
Balik ve baklagiller gibi proteinden zengin besinler yiyin. Vitaminlerden zengin sebzeler ve önemli bir kalsiyum kaynagi olan süte beslenmenizde agirlikli olarak yer verin. Ancak, bunlarin yanisira, fazla kilo almaktan da kaçinin.


Alkol
Asiri olmayan alkol tüketimi zararli degildir. Ancak, hem alkol hem de kullandiginiz ilaçlar midenize zararli olabilir. Bu nedenle birlikte almamaya özen göstermelisiniz.


Sigara içmeyin
AS, akcigerlerin kapasitesini azaltabilir. Sigara içmek akciger hastaliklarina egilimi de arttirir. Bu nedenle, eger içiyorsaniz, sigarayi birakmaniz çok önemlidir.

Kirik-çikikçi, bel çeken sahislardan uzak durun

Bu sahislarin yapacagi herhangi bir sey, sizin için çok tehlikeli sonuçlar dogurabilir. Bu tip uygulamalara kesinlikle basvurmayin.


Alternatif tedavi yöntemleri
Akupunktur, aromaterapi gibi alternatif tedavi yöntemleri kullanilabilir. Ancak bunlarin alisilmis tedavilere üstünlükleri yoktur.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Fizik tedavi ve rehabilitasyon, hastaliginizin tedavisinde çok önemli yer tutar. Günlük egzersizleriniz ve korumaniz gereken pozisyonlar size ögretilecektir.

Kalça ve omuzlariniz basta olmak üzere bazi önemli eklemlerinizin hareketliligini arttirmayi da ögreneceksiniz. Hareketsizlik, kaslarinizin gücünün azalmasina ve boylarinda kisalmaya neden olabilir.

Yapacaginiz güçlendirme ve germe egzersizleri, kaslarinizin gücünün ve esnekliginin korunmasinda, arttirilmasinda da çok önemlidir.

Egzersizlerinizi düzenli olarak yapma aliskanligi edinmeniz çok önemlidir.

Günlük egzersizler, hastalarin kendi kendilerine uygulayacaklari tedavinin önemli bir yönüdür. Düzenli yapilan egzersizler, AS tedavisinde çok önemli bir yer tutar. Egzersizlerin iyi bir sekilde ögrenilmesi ve düzenli olarak yapilmasi gereklidir. Tüm egzersizler en az günde 1 kez, hatta daha iyisi 2 kez yapilmalidir.

Akciger kapasitesinin arttirilmasi için, tüm hareketler solunum egzersizleriyle birlikte uygulanmalidir. Tüm hareketlerde, hareketi yaparken burundan derin nefes alip, baslangiç pozisyonuna dönerken agizdan üfleyerek nefes verilmelidir.


Unutmayiniz !
Agrilarinizin olmadigi dönemlerde egzersizlerinizi kesinlikle birakmamalisiniz.



Kaynak : Dr. Kazım Çapacı

16 Ekim 2012 Salı

Günlük Bir Muz Kanseri Önlüyor

0 yorum | Devamını Oku...
JAPONYA'DA YAPILAN BİR ARAŞTIRMADA , SARI KABUKLU VE KARARMAYA BAŞLAMIŞ BİR MUZDA ; TNF (Tumor Necrosis Factor) İSİMLİ BİR MADDENİN ORTAYA ÇIKTIĞI VE BU MADDENİN , ANORMAL HÜCRELERİ YOK ETTİĞİ TESBİT EDİLDİ .
MUZUN ÜZERİNDE Kİ SİYAHLIKLAR NE KADAR FAZLA VE KOYU İSE , MUZUN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİCİ ETKİSİ O KADAR ARTIYOR.
YANİ MUZ NE KADAR OLGUNLAŞMIŞSA , O KADAR ANTİ-KANSER ÖZELLİĞE SAHİP.
ÜZERİNDE SİYAHLIKLAR BULUNAN SARI KABUKLU BİR MUZ , YEŞİL KABUKLU BİR MUZDAN SEKİZ KAT DAHA GÜÇLÜ.

**GÜNDE BİR MUZ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR...

12 Ekim 2012 Cuma

Zeytin Çekirdeğinin Faydaları - Şifa Kaynağı Zeytin Çekirdeği

0 yorum | Devamını Oku...
Allah dostlarının tavsiyesine bilimsel dayanak... 
Aşağıda okuyacağınız makale Bulgar ve ABD li bilim adamlarının yaptıkları çalışmalar temel alınarak hazırlanmıştır. Bu araştırmaların hepsinde zeytin çekirdeğinin boğaz boşluğundan mideye inene kadar eridiği gerek denekler üzerinde yapılan çalışmalar gerekse cihazlarla tesp
it edilmiştir.

Otorite olarak kabul edilen uzmanlar en gelişmiş şartlarda dahi bir ilaç yapsa bu ilacı insanlar üzerinde test etmeden, senelerce hatta birkaç nesil gözlemlemeden neticesi net olarak şudur diyebilmek imkânsızdır.

Zeytin çekirdeğinin yutulması günümüz insanları arasında yeni duyulan bir şey olmasına rağmen eskilerin birçoğunun yaptığı bir uygulamadır. Yani olumlu etki ve tesirleri senelerdir hatta asırlardır bilinmektedir.
1985'li yıllarda başlayan araştırmalar bugüne kadar devam ettirilmektedir. Yaklaşık 25 sene süren neticede karşılaşılan hadiseler hayret vericidir. Bu neticelere bin kişi değil belki yüz binlerce insan tarafından karşılaşılmıştır demek daha doğrudur:

Midesinde yanma olan herkes zeytin çekirdeğini yuttuktan sonra rahatladığını ifade etmiştir.

Zeytin çekirdeğini yutan kimseler sindirim yolu rahatsızlıklarının bittiğini(kabızlık gibi) ifade etmişlerdir.

Zeytin çekirdeği yutan kişilerde basur problemiyle karşılaşılmamış, hatta basuru olup ta yutanlar iyileştiklerini ifade etmişlerdir.

Zeytin çekirdeğini senelerdir yuttuğunu bildiğimiz insanlarda kanser hadisesine nadiren rastlanılmıştır.

Son günlerde gelen yoğun telefon trafiğinden dahi birkaç gündür zeytin çekirdeklerini yutmaya başlayıp ta yukarıdaki benzeri rahatlamaları hissettiklerini söyleyen onlarca insan vardır.

Tavsiyemiz bizzat kendinizin denemesidir. Günde yediğiniz 5–6 tane zeytin çekirdeğini yutun ve kararı kendiniz verin. Ne biz nede bir başkası değil bizatihi kendi vücudunuz buna karar versin. Faydasını görürseniz lütfen çevrenizdekilerle de, evinizdeki küçük çocuklarda dâhil olmak üzere, bu uygulamayı yapın.

Bizim elde ettiğimiz verilere göre aklımızın almayacağı kadar şifalı bir doğal uygulamadır. Yapmanın zarar değil fayda verdiğine inanıyor ve çevremize şiddetle tavsiye ediyoruz.

Zeytinyağı asırlardır en iyi, en mükemmel yağ olarak bilinen gıda maddesidir. Hatta reklâmlar da bile mucize olarak lanse edilir.

Yemeklik zeytinyağı normal şartlar altında muhafaza edilirse bozulmadan yenilebilecek evsafta asırlarca kalabilen yegâne yağdır. Nitekim arkeolojik kazılarda 3 bin, 5 bin yıl önce olduğu tahmin edilen mezarların yanında bozulmamış evsafta zeytinyağı da bulunabilmektedir. Zeytinyağında +10 derecelerde donmayı temin eden de bu maddelerdir.Yani evinize satın alacağınız zeytinyağının buzdolabında donabilen olmasına dikkat ediniz.

Zeytinyağından sabun yaparsanız yağlı ciltlerde yağ dengesini, kuru ciltlerde ise yağlandırma özelliği temin eden bir hususiyet olduğunu tespit edersiniz. Yağ içerisinde antioksidan (bozulmadan kalabilme), sabun içerisinde re-oily (geri yağlandırıcı) olarak tabir ettiğimiz özellikleri sağlayan bu madde veya maddelerin ne olduğu bugün dahi bilinememektedir. Bu maddelerin ne olduğunun bilinmesi belki de çok uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşamanın da ipuçları olabilecektir.

Zeytinyağını diğerlerinden farklı kılan bu madde veya maddeler en yoğun halleri ile zeytin çekirdeğinin içerisindedir. Herhangi bir zeytin çekirdeğinin her iki ucunu hafifçe törpülerseniz çekirdeğin içinin oyuk olduğunu ve içerisinde pıhtılaşmış veya çok koyu kıvamlı bir yağ olduğunu görürsünüz. Bahse konu olan maddelerin burada ki konsantrasyonu %80'lere varan miktarlardadır. Zeytin çekirdeği muhteviyatında ki bu faydayı elde etmek için ise zeytin çekirdeklerini atmayıp yutmak gerekir.

En gelişmiş cihazlarla yapılan araştırmalar zeytin çekirdeğinin boğaz boşluğundan geçip mideye ulaştığı anda eridiğini tespit etmiştir. Hazmı en kolay olan yiyecek maddesi zeytin çekirdeğidir. Bu uygulamanın insan vücuduna faidelerinin ise:

1-Ülser gastrit gibi mide problemlerini bitirdiği;
2-Bağırsak ve sindirim yollarını düzenlediği;
3-Basur ve prostatı engellediği;
4-İç organlarda oluşabilecek kanserojen hücre riskini binde birlere indirgediği.

Lütfen yediğimiz tüm zeytin çekirdeklerini atmayıp yutalım.

ÖNEMLİ NOT: Zeytin çekirdeklerinin öğütülmesine ihtiyaç yoktur.

3 Ekim 2012 Çarşamba

Karbonat Mucizesi

0 yorum | Devamını Oku...

Evinizdeki halıları süpürseniz de silseniz de zamanla kokmayabaşlar.Halı yıkamacılara verdiğiniz halı bilin ki, en kötü kimyasal deterjanla, yerlerde araba yıkanır gibi yıkanmaktadır. Oysa kokuyuçıkarmak için şunu yapabilirsiniz. Bir iki avuç karbonatı halının hertarafına serpin ve 1-2 saat bekledikten sonra elektrik süpürgesi ileiyice süpürün. Halınızdaki o kötü kokudan eser kalmayacaktır.

* Buzdolabınızdaki kokuyla baş edemiyorsunuz. Bütün yiyecekleri dışarıçıkar, sil, süpür, kurula vs. uğraşmak istemiyorsanız bir kâsekarbonatı buzdolabının bir köşesine koyun. 4-5 günde bir karıştırın.Kötü kokuların gittiğini göreceksiniz. Ayrıca dolapta sakladığınızmeyve sebzeler üzerinde koruyucu bir etkisi olacaktır karbonatın.

Hakkımızda

Bu Sayfa Üzerinde Aklınıza gelecebilecek tüm sorulara cevap arayacağız, sormak istediginiz birşey varsa iletişim kısmından yazabilirsiniz.

Takip Listemizden

İstatistikler


Sitemizde 33 kategoride toplam yazı bulunmaktadır!

Görüntülenme

back to top