Ayçiçek

20 Kasım 2011 Pazar


İÇİNDEKİLER
GİRİŞ 2
1. DÜNYA VE TÜRKİYE’DE AYÇİÇEĞİ ÜRETİMİ 3
1.1. Dünyada Ayçiçeği Üretimi 3
1.2. Türkiye’de Ayçiçeği Üretimi 4
2. AYÇİÇEĞİNİN YAPISI 7
2.1. Kök 7
2.2. Sap 7
2.3. Yaprak 8
2.4. Çiçek Tablası 8
2.5. Çiçek 9
2.6. Tohum 9
3. AYÇİÇEĞİ TARIMI 11
3.1. İklim İsteği 11
3.2. Sıcaklık 11
3.3. Gün Uzunluğu 12
3.4. Yağış 13
3.5. Toprak İsteği 14
3.6. Ekim Nöbeti 15
3.7. Toprak Hazırlama 15
3.8. Tohumluk ve Çeşit Seçimi 16
3.9. Ekim 17
3.10. Bakım 17
3.11. Çapalama ve Yabancı Ot Kontrolü 18
3.12. Sulama 18
3.13. Hastalık ve Zararlarla Mücadele 18
3.14. Hasat 20
3.14.1. Makine ile Hasat 20
3.15. Kurutma ve Depolama 21
4. AYÇİÇEĞİ ISLAHI 22
4.1. Islah Amaçları 22
4.2. Uygulanan Islah Yöntemleri 23
5. SONUÇ 26
6. KAYNAKÇA 27
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1.Dünyada Ayçiçeği Üretimi 3
Tablo 2.Türkiye’de Yıllara Göre Ayçiçeği Üretiminin Genel Durumu (Tarımsal Yapı ve Üretim 1971-1997) 4
Tablo 3.Türkiye’de Ayçiçeği Üretimi Yapılan İllerin Genel Durumları (Tarımsal Yapı ve Üretim, 1996) 5
Tablo 4.Ayçiçeği küspesinde bulunan proteini oluşturan önemli aminoasitler şunlardır(Dorrell, 1978); 10
Tablo 5. Ayçiçeği kabuklarının kimyasal bileşiminde(Eğilmez, 1977) 11
GİRİŞ
Ayçiçeği, içerdiği yüksek orandaki (%22-30) yağ miktarı nedeniyle, bitkisel ham yağı üretimi bakımından önemli bir yağ bitkisidir. Ayçiçeği yağı; içerdiği çoklu doymamış yağ asitleri oranının yüksek (%69), doymuş yağ asitleri oranının ise düşük (%11) olması nedeniyle, beslenme değeri en yüksek olan bitkisel yağlardan birisidir(Anonyomus, 1994). Ayçiçeği yağı; sıvı olarak yemeklerde ve kızartmalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, diğer bitkisel yağlarla karıştırılarak yemeklik ve sofralık margarin yapılarak ta tüketilmektedir. Bugün dünya bitkisel ham yağı üretiminin %12,6 ayçiçeğinden karşılanmaktadır. Ülkemizde yıllara göre değişmekle beraber, yıllık 220-380 bin ton ayçiçeği yağı üretilmektedir. Türkiye bitkisel ham yağı üretiminin %46,7’si ayçiçeğinden karşılanmaktadır. Ayçiçeği; yağ açığımızı kapatmak için üretebileceğimiz en önemli yağ bitkisidir.
Yağı çıkarıldıktan sonra geriye kalan küspede, yüksek oranda protein bulunmaktadır(kabuklu %32,3, kabuksuz %46,8). Bu nedenle, karma yem üretiminde oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Soya küspesinden sonra metobolize enerji değeri en yüksek yağlı tohum küspesidir(2260 kcal/kg). Dünya yağlı tohum küspe üretiminin %6,8 ‘i ayçiçeğinden karşılanmaktadır (Arıoğlu - 1990).
Ayçiçeği yağında bulunan yüksek orandaki linoleik yağ asiti kurumayı çabuklaştırıcı özelliğe sahiptir. Bu nedenle, yağlı boya yapımında çok önemli bir yere sahiptir. Ayrıca, kağıt,plastik,sabun ve kozmetik ürünleri yapımında hammadde olarak kullanılmaktadır.
Ayçiçeği danesi kavrularak çerez olarak insanlar tarafından zevkle yenilmektedir. Ayrıca, kuşyemi olarak ta kullanılmaktadır.
Hasat sonrası arta kalan sapları ile tohum kabukları yakacak olarak değerlenmektedir. Sapların yakılmasından elde edilen külde yüksek oranda (%36-40) potasyum bulunmaktadır. Bu küller tarlaya serpilmek suretiyle, gübre olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, ayçiçeğinin sap ve tablaları; furfurol ekstraksiyonunda ve kağıt yapımında da kullanılmaktadır (Eğilmez/1977).
Ayçiçeği; soya ve mısır gibi bitkilerle karışık olarak ekilerek yeşil yem veya silaj yapılarak hayvan beslenmesinde kullanılmaktadır.
Ayçiçeği bir çapa bitkisidir. Kendisinden sonra ekilen bitkilere temiz ve havalanmış bir toprak bırakmaktadır. Bu nedenle, iyi bir ekim nöbeti bitkisidir.
1. DÜNYA VE TÜRKİYE’DE AYÇİÇEĞİ ÜRETİMİ
1.1. Dünyada Ayçiçeği Üretimi
1993-97 yılı değerlerine göre, dünyada 100 bin tonun üzerinde ayçiçeği üretimi yapılan ülkelerin durumu çizelge de verilmiştir.
Tablo 1.Dünyada Ayçiçeği Üretimi
Ülkeler Ekim Alanı (ha) Üretim(Ton) Verim (kg/da)
Arjantin 2653390 4731280 177,4
Rusya 3611286 3006656 83,6
Ukrayna 1877400 2294292 115,3
Fransa 900200 1948000 216,6
USA 184490 172566 143,2
Hindistan 2165600 1374800 63,4
Çin 780177 1311681 168,3
İspanya 1355245 1074477 127,1
Türkiye 596412 827000 139,6
Macaristan 448969 758843 169,0
Bulgaristan 489082 55262 112,6
İtalya 219121 496525 227,3
Yugoslavya 179512 336733 187,3
Romanya 716515 291906 45,8
Almanya 229650 262350 213,4
Moldova 162699 241195 148,1
Burma 214516 137169 71,1
Avustralya 124853 135360 107
Bolivya 88540 123956 140
Fas 117000 120000 102,5
Kanada 83000 117000 140,9
TOPLAM 18197657 21847051 700,6
1.2. Türkiye’de Ayçiçeği Üretimi
Türkiye’de 1971 yılından başlamak üzere 5’er yıllık ortalamalar halinde ayçiçeği ekiliş, üretim ve verim durumları çizelgede verilmiştir.
Tablo 2.Türkiye’de Yıllara Göre Ayçiçeği Üretiminin Genel Durumu (Tarımsal Yapı ve Üretim 1971-1997)
Yıllar Ekim Alanı (ha) Üretim (ton) Verim (kg/da)
1971-1975 443000 498600 112,5
1976-1980 445000 566000 127,0
1981-1985 557000 680000 122,0
1986-1990 740000 1060000 143,2
1991 567500 800000 141,7
1992 613000 950000 156,4
1993 597000 815000 136,7
1994 586000 740000 126,3
1995 600000 900000 150,0
1996 575000 780000 135,9
1997 640000 900000 140,6
Çizelge de görüleceği gibi, 1971-75 yılları arasında yıllık ayçiçeği ekim alanı 443.000 hektar iken, 1997 yılında ekim alanı 640.000 ha’a yükselmiştir. Yine aynı dönemlerde üretim miktarı da 498.600 tondan, 900.000 tona ulaşmıştır. Özellikle 1960’lı yıllardan sonra Oranbanşa dayanıklı çeşitlerin ülkemize getirilmesiyle, ayçiçeği tarımında büyük gelişmeler olmuştur.
Türkiye’de yıllık 5 bin tonun üzerinde ayçiçeği üretilen illerin durumu çizelgede verilmiştir.
Tablo 3.Türkiye’de Ayçiçeği Üretimi Yapılan İllerin Genel Durumları (Tarımsal Yapı ve Üretim, 1996)
İller Ekim Alanı (ha) Üretim (ton) Verim (kg/da)
Tekirdağ 137,861 210,990 153,0
Edirne 120,293 156,585 130,2
Kırklareli 64,320 86,010 133,7
Balıkesir 30,751 41,010 133,4
Çanakkale 23,246 35,655 153,4
Bursa 25,525 35,604 139,5
Amasya 16,589 26,966 162,6
Samsun 12,930 20,890 161,6
İstanbul 15,970 18,758 117,5
Çorum 12,320 17,117 138,9
Yozgat 12,200 13,075 107,2
Afyon 7,985 9,487 119,3
Kahramanmaraş 4,860 8,464 174,9
Kütahya 7,405 8,376 113,1
Diyarbakır 7,595 7,668 101,0
Bilecik 7,898 7,526 95,3
Eskişehir 4,350 7,191 165,3
Ankara 9,711 6,768 69,7
Aksaray 3,653 6,473 177,2
Kırıkkale 6,925 5,777 85,9
Toplam 532,387 730,391 137,1
Diğerleri 42,613 49,630 116,4
Genel Toplam 575,000 780,000 135,9
1996 yılı değerlerine göre Türkiye’de en fazla üretim yapılan illerin başında Tekirdağ ve Edirne illeri gelmektedir. Türkiye üretiminin yaklaşık %47’si bu iki ilden karşılanmaktadır. Çizelgede verilmemiş olmasına karşın, Konya,Tokat,Kırşehir,Erzurum,Kayseri,Sakarya,Deniz li ve Muş illerimizde de yıllık 2-5 bin ton arasında üretim yapılmaktadır.
2. AYÇİÇEĞİNİN YAPISI
2.1. Kök
Ayçiçeği saçak köklü bir bitkidir. Saçak kökler, toprak içerisinde 10-15 cm. derindeki ana kök üzerinde çıkarlar ve 60-150 cm. yanlara doğru gelişirler. Ayçiçeğinde saçak köklerin gelişmesi genellikle toprağın üst kısmındaki 30-60 cm.lik derinlikte yoğunlaşmaktadır. Nebraskada (ABD) yapılan bir araştırmada, ana kökün 150-270 cm derinliğe kadar ulaşabildiği saptanmıştır. Ayçiçeğinde genelde kuvvetli bir kök sistemi mevcut değildir. Ancak, son yıllarda yapılan ıslah çalışmaları ile kuvvetli kök sistemine sahip kısa boylu çeşitler ıslah edilmiştir(yatmaya karşı dayanıklı).
2.2. Sap
Ayçiçeğinde saplar dil olarak büyür. Uzunluğu 50-500 cm, sap kalınlığı ise 1-10 cm arasında değişmektedir. Ayçiçeğinde sap uzunluğu; boğum sayısı ve boğum araları mesafesine göre değişmektedir. Bitkide ki boğum sayısı arttıkça, sap incelmekte ve uzunluk artmaktadır. Kısa boylu çeşitlerde boğum sayısı azalmakta ve sap kalınlaşmaktadır. Ayçiçeğindeki sap ve yaprakların üzerleri tüylerle kaplıdır. Sap odunsu ve iç kısmı süngerimsi öz maddesi ile doludur.
Ayçiçeği çeşit özelliğine bağlı olarak farklı şekilde dallanabilmektedir. Dallanma tohum verimini olumsuz yönde etkilemektedir. Yapılan bir araştırmada, verim ile dallanma arasında yüksek oranda negatif bir ilişki (r = -0,709) saptanmıştır (Knowless,1978). Ayçiçeğinde dallanma farklı şekillerde olmaktadır. Bazıları hiç dallanma göstermez, bazıları alttan, bazılarında ise ana gövdenin her kısmından dallanma olur. Bir diğer dallanma şeklinde ise, ana gövdenin her noktasında dallanma olabilmekte, ancak, ana gövdenin ucunda tabla oluşmaktadır (yabani tiplerde).
Ayçiçeği tarımının başladığı ilk yıllarda üretimde kullanılan çeşitler dallanmakta ve boyları uzun olmaktaydı. Makineli hasadın başlamasıyla birlikte dallanmayan kısa boylu çeşitler ıslah edilmiştir. Bugün üretimi yapılan ayçiçeği çeşitlerinde tek tabla oluşmaktadır.
Ana gövdenin uç kısmı bir tabla ile son bulur. Tablaların ana gözdeye bağlanma şekli farklı olmaktadır.
2.3. Yaprak
Ayçiçeği tohumu çimlendiğinde toprak yüzünde iki adet kotiledon yaprak oluşur. Daha sonra bunların arasında ilk bir çift gerçek yapraklar çıkar. Yapraklar boğumlarda bulunurlar ve gövde üzerinde almaşıklı olarak dizilirler. Fillotaksi 2/5’dir.
Ayçiçeğinde yaprak şekli tersine piramit şeklinde olup geniş yaprak ayasına sahiptirler. Yaprak ayasının kenarları genellikle düzdür. Yapraklar uzun bir yaprak ayası ile ana gövdeye bağlanırlar. Bitkide oluşan yaprak sayısı çeşit özelliğine bağlı olarak 8-70 arasında değişmektedir. Yaprakların üzeri tüylerle kaplıdır ve yaprak rengi yeşildir.
2.4. Çiçek Tablası
Ayçiçeğinde ana sap ve yan dalla bir çiçek tablasıyla son bulur. Çiçekler, tabla üzerinde yer almaktadır. Yeni oluşan çiçek tablası brakte yapraklarla kaplı olup tablanın büyümesiyle birlikte brakte yapraklar açılır içerisinden tabla ortaya çıkar. Tablanın dış kısmında 3-4 sıra halinde modifiye olmuş brakte (muhafaza) yapraklar bulunur. Çiçek tablasının iç kısmında iki sıra halinde sayıları 50-70 arasında değişen yalancı çiçekler bulunur. Bunların görevi çiçeği cezbetmektir.
Ayçiçeği tablası yuvarlak ve kurs şeklindedir. İriliği çeşit özelliğine bağlı olarak 6-75 cm çapında değişmektedir. Tabla yüzeyi konkav (dış bükey), konveks (iç bükey) veya düz olmaktadır. Gövde ucunda farklı şekillerde bulunur. Bazıları aşağıya sarkıktır.
Ayçiçeğinin kültür çeşitlerinde “ heliotropism “ (ışığa yönelme)vardır. Çiçek açtığında, sabahleyin tabla yüzeyi doğuya bakar, güneş yönünde hareket ederek akşamüzeri tamamen batıya döner. Bulutlu havalarda bu hareket olmaz.
2.5. Çiçek
Ayçiçeğinde gerçek çiçekler tabla üzerinde bulunur. Tabla büyüklüğüne bağlı olarak, 700-3000 adet çiçek oluşmaktadır. Tabla üzerinde çiçekler dış kısımdan içeriye doğru açarlar. Günlük 1-4 sıra çiçek açar ve bu şekilde çiçeklenme 5-10 gün devam eder. Tabla çapına bağlı olarak bu süre uzamaktadır. Ayrıca, havanın bulutlu ve serin olması halinde, yine, çiçeklenme uzamaktadır. Bu nedenle de, tabla üzerindeki tohumların olgunlaşması farklı zamanlarda olur.
Bir çiçekte; en dışta iki adet muhafaza yaprağı vardır. Bunlar kısa ve sert yapılıdır. Taç yaprakları 5 adet olup, birleşerek boru şeklini(çan) almıştır. Rengi sarıdır. İç kısmında 5 adet erkek organ bulunur. Dişi organ bir adet olup, iki stigması ve tek yumurtalıklıdır. Yumurtalık iki karpelli olup, döllenmeden sonra gelişerek sertleşir ve içerisinde tohum oluşur. Ayçiçeği yabancı döllenen bir içkidir. Döllenme böceklerle ve arılarla olur. Kendine döllenmede olabilmektedir(erkek kısırlık yoksa).
2.6. Tohum
Döllenmeden sonra yumurtalık gelişerek içerisinde tohum bulunan meyveyi oluşturur. Meyve kabuğu sert yapılı olup rengi beyaz, siyah, gri veya alaca renkte olabilmektedir. Çoğunlukla tablanın orta kısmında steril bir alan bulunur ve bu kısımda tohum oluşmaz. Ayçiçeğinde oluşan meyveler 7-25 mm uzunluğunda, 4-13mm genişliğinde ve 100 tohum ağırlığı 4-20 gram arasındadır. Yağlık çeşitlerde tohumlarda küçük, çerezlik çeşitlerde ise iridir. Meyveler uzun, oval ve yuvarlak olabilmektedir.
Ayçiçeği tohumlarında kabuk oranı çeşit özelliğine bağlı olarak %12-32 arasında değişmektedir. Ayçiçeği yağında Tocoferol olarak E vitamini bulunmaktadır. Bu madde yağın oksitlenerek bozulmasını önlemektedir(Eğilmez, 1977, Dorrell, 1978).
Ayçiçeği yağında yüksek oranda Linoleic acid (% 50-65), orta seviyede oleic acid(% 25-35) ve çok düşük oranda Linoleic acid (%1) gibi doymamış yağ asitleri bulunmaktadır. Bunların toplam değeri %80-90 arasında değişmektedir. Ayçiçeği yağında toplam değerleri %15’i geçmeyen oranlarda palmitic acid ve stearic acid gibi doymuş yağ asitleri bulunmaktadır. Bazı ıslah hatlarında oleic acid oranı %5-78, Linoleic aicd oranı %17-88 ve doymuş yağ asitleri oranı %4-25 arasında değişim göstermektedir. Yine yağ asitlerinin miktarı yetiştirildiği ekoloji ilede çok yakından ilişkili bulunmaktadır. Örneğin;serin,kuzey iklim bölgelerinde/ABD) yetiştirilen ayçiçekleri %70 ve daha fazla linoleic acid içerirken, sıcak güney iklim bölgelerinde yetiştirilen ayçiçeklerinde %30 ve daha az linoleic acid içermektedir(Robinson, 1978).
Ayçiçeği tohumlarında %17,0-18,3 oranında protein bulunmaktadır. Yağ alındıktan sonra geriye kalan küspedeki protein oranı, %32,3-46,8’e yükselmektedir. Bu nedenle, ayçiçeği küspesi değerli bir yem katkı maddesidir.
Tablo 4.Ayçiçeği küspesinde bulunan proteini oluşturan önemli aminoasitler şunlardır(Dorrell, 1978);
Amino Asiteler Oransal Değerler(%)
Arginine 10,38
Leucine 7,11
Threonine 5,33
Fhenylalanine 5,25
Valine 5,21
Isoleucine 4,28
Lysine 4,03
Histidine 2,67
Methionine 2,06
Kabuklu ayçiçeği tohumunda %10-20 oranlarında karbonhidrat, %15-25 selülöz, %3-5 kül ve %5-11 su bulunmaktadır.
Ayçiçeği tohumunda %17-32 oranlarında kabuk bulunmaktadır.
Tablo 5. Ayçiçeği kabuklarının kimyasal bileşiminde(Eğilmez, 1977)
Maddeler Oransal Değerler(%)
Selülöz 50 –60
Furfurol 9 –16
Su 9 –10
Mumlu Madde 1 – 8
Silisyum 1 – 2
Kül 6 – 9
bulunmaktadır.
3. AYÇİÇEĞİ TARIMI
3.1. İklim İsteği
Ayçiçeği kara iklim kuşağında ve ılıman iklimin yağışlı bölgelerinde yetiştirilen tek yıllık bir bitkidir. Çok geniş bir adaptasyon alanına sahiptir. Amerika, Avrupa, Asya, Afrika ve Avustralya kıtalarına mensup çok değişik ülkelerde tarımı yapılmaktadır. Kuzey Amerika’da 50. Enlem derecesine kadar olan bölgelerde başarıyla yetişebilmektedir. Ayçiçeği bitkisinin normal bir gelişme gösterebilmesi ve yeterli verim alınabilmesi için, diğer bitkilerde olduğu gibi belirli iklim değerlerine gereksinim duymaktadır. Ayçiçeği bitkisinin yetiştirildiği çevre koşulları, onun büyüme ve gelişmesi ile verim ve tohum kalitesini farklı şekillerde etkilemektedir. Aynı ayçiçeği çeşidinin Güney ve Kuzey Amerika kıtasında yetiştirebilmesi ile elde edilen tohum kalitesi farklı olmaktadır. Ayçiçeği tarımında başarılı bir sonuç alabilmek için, Çevre koşullarına karşı tepkisini çok iyi bilmek gerekmektedir. Bu takdirde değişen çevre koşullarına uygun üretim teknikleri uygulanarak yeterli ürün alınabilmektedir.
3.2. Sıcaklık
Ayçiçeği bitkisi soğuk ve yüksek sıcaklıklara karşı oldukça toleranslı bir bitkidir. Bu nedenle geniş bir yayılma alanına sahiptir. Ayçiçeği bitkisinin değişik gelişme dönemlerinde farklı sıcaklık isteğine sahiptir. Tohumun çimlenebilmesi için toprak sıcaklığının minimum +4 °C olması gerekmektedir. Çimlenmenin normal olabilmesi için toprak sıcaklığının 8-10 °C’nin altına düşmesi istenmez. Toprak sıcaklığı arttıkça, tohumun çimlenme ve sürme hızı da artmaktadır.
Ayçiçeği bitkisi fide döneminde soğuklara karşı oldukça dayanıklıdır. Bitki, kotiledon yapraklı döneminde, -5 °C kadar dayanabilmektedir. Bitkinin düşük sıcaklıklara direnci 6-8 yapraklı döneme kadar kademeli olarak azalmaktadır. Bitkinin daha ileri gelişme döneminde sıcaklık 0°C’ye düştüğünde, bitki zarar görmektedir.
Ayçiçeği tarımında üretim için 21-24 °C gündüz hava sıcaklığı optimumdur. Yüksek sıcaklıklarda yabancı tozlama tehlikeye düşmektedir.
Yetişme süresindeki, özellikle tohumun gelişme döneminde, ortaya çıkan yüksek sıcaklık, yağ asitleri bileşimini etkileyebilmektedir. Örneğin; Kuzey Amerika kıtasında yetiştirilen ayçiçeklerinde linoleic acid oranı %70, yağın iyod sayısı 130-138 ve oleic acid oranı %26 iken, aynı çeşitler Güney Amerika kıtasında yetiştirildiğinde linoleic acid oranmı %40-50’ye, yağın iyod sayısı 105-121’e düşmekte, oleic acid oranı %51’e yükselmektedir. Bu değerlerin incelenmesinden de görüleceği gibi tohumun gelişme döneminde yüksek sıcaklık, yağın kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir(Doymamış yağ asitlerinin oranını arttırmaktadır).
Yetişme süresi boyunca ortaya çıkan yüksek sıcaklık, protein oranını yükseltmekte, yağ oranını ise azaltmaktadır.
Ayçiçeği bitkisi diğer yağ bitkilerine göre sıcaklığa daha dayanıklı ve bu koşullarda daha yüksek yağ üretimi sağlanır(Robinson,1978).
3.3. Gün Uzunluğu
Ayçiçeği bitkisi ışıklanmaya fazla duyarlı değildir. Bitki çok geniş ışıklanma sürelerinde çiçeklenebilmektedir. Genellikle nötr gün bitkisi olarak kabul edilmektedir. Ancak, son zamanlarda ışıklanmaya karşı reaksiyoner ıslah hatları gelişmiştir. Özellikle tohumluk üretimlerinde ana ve baba hatların eş zamanlı çiçeklenmeleri için, ışıklanmaya karşı tepkilerinin çok iyi bilinmesi gerekmektedir.
Ayçiçeği bitkisi normal olarak fotosentez yapabilmek için, yeterli miktarda ışığa gereksinim duyar. Işığın yetersiz olduğu durumlarda, fotosentez miktarı önemli ölçüde azalır. Örneğin; güneş ışığının %40 eksik olduğu gölge koşullarda yetiştirildiğinde, verimde %64’lük bir azalma ortaya çıkmaktadır. Özellikle, çiçeklenme-tohum oluşum döneminde yeterli ışık olmaz ise, verim önemli miktarda azalmaktadır. Yapılan bir araştırma göstermiştir ki; ışığa yönelen yapraklar, hareketsiz olanlara göre %9 daha fazla ışıktan yararlanmaktadır ve fototropizm bitkinin fotosentez kapasitesini %10-23 daha fazla arttırmıştır. Ayçiçeği C3 bitkisidir (Robinson,1978).
Ayçiçeği bitkisinin yetiştirildiği enlem derecesi bitkinin gelişmesini etkilemektedir. Güneyden-Kuzeye doğru her bir enlem derecesi, çiçeklenme başlangıcını 1,9 gün uzamasına neden olmaktadır.
3.4. Yağış
Ayçiçeği; kurak koşullara fazla dayanıklı olmamakla beraber, diğer kültür bitkilerinin yetişemediği kurak koşullarda başarıyla yetişebilmektedir. Ayçiçeği bitkisi topraktaki suyu en iyi değerlendiren bir bitkidir. Bunun nedeni, kök siteminin 2 m derinliğe kadar iniyor olmasıdır. Bitki büyümesinin olmadığı kuraklık stresi koşullarında dahi, ayçiçeği bitkisi fotosentezini devam ettirmektedir. Netice olarak ayçiçeği bitkisi kısa süren kuraklıklardan etkilenmez ve verimde bir azalma meydana gelmez. Transprasyonun düşük olması halinde bitki, büyümesini gece devam ettirmektedir.
Ayçiçeği bitkisi yetişme süresi boyunca 500-600 mm’lik toplam yağışa gereksinim duyar. Bu yağışın yetişme dönemi içerisine dağılmış olması gerekmektedir. Ayçiçeği bitkisinin su isteği bölgelere göre değişmektedir. Bunun nedeni; toprak yapısının, sıcaklığın, nisbi nemin ve rüzgarın etkisinin bölgelere göre farklı olmasıdır. Ayçiçeği bitkisinin değişik gelişme dönemlerinde gereksinim duyduğu su miktarı farklı olmaktadır.
Ayçiçeği tohumlarının çimlenebilmesi için, toprakta yeterince suyun olması gerekmektedir. Diğer bitkilerle karşılaştırıldığında tohumun çimlenebilmesi için daha az su yeterli olabilmektedir.
Ayçiçeği bitkisinin suya en fazla ihtiyaç duyduğu dönem; çiçeklenmeden önceki ve sonraki 40 günlük dönemdir. Bu dönemde bitkinin susuzluk stresine girmesi halinde verim azalmaktadır. Özellikle çiçeklenme ve döllenmenin olduğu 10 günlük dönemde, bitki susuzluk stresine maruz kalırsa, verim çok fazla etkilenmektedir. Bunun nedeni, çok kurak koşullarda anthesisin durmasıdır. Çiçeklenmeden sonraki 20 günlük dönemde bitkinin susuzluk stresine girmesi halinde, yağ verimi olumsuz yönde etkilenmektedir. Aşırı kurak koşullarda bitkinin alt yaprakları kurumaya başlar. Stresin devam etmesi halinde kuruma yukarıya doğru devam eder. Neticede, fotosentez ve verim olumsuz yönde etkilenir.
Ayçiçeği, fazla nemli bölgeleri sevmez. Hava nispi nemin yüksek olması halinde tabla çürüklüğüne neden olan hastalıkların olumsuz etkisi arta. Bu nedenle ayçiçeği tarımında, hava nispi neminin düşük olduğu bölgeler seçilir.
Ayçiçeği tarımında yağışın yeterli olmaması veya yetiştirilme dönemi içerisine dağılmamış olması halinde, sulanmalıdır. Sulama ile önemli verim artışları elde edilmektedir. Bununla beraber, kurak koşullardan en az etkilenen ayçiçeği üreticileri olmaktadır (Robinson, 1978).
3.5. Toprak İsteği
Ayçiçeği toprak isteği bakımından fazla seçici değildir. Kumlu topraklardan, killi topraklara kadar değişim gösteren farklı yapılardaki topraklarda başarıyla yetişebilmektedir. Özellikle, derin organik maddece zengin alüvial topraklar, ayçiçeği tarımı için çok uygundur. Fazla verimli olmayan topraklarda dahi, çok iyi gelişme gösterebilmektedir. Fazla asitli topraklarda normal gelişme gösteremez. Ayçiçeği tarımı yapılacak topraklarda taban suyu yüksek olmamalı ve drenaj sorunu bulunmamalıdır.
Ayçiçeğinin tuzluluğa toleransı fazla olmayan bir bitkidir. 2-4 mmhos/cm tuz konsantrasyonuna dayanabilmektedir. Bu değerden daha yüksek tuzluluğa sahip olan topraklar, ayçiçeği için iyi değildir. Topraktaki NaCl miktarı %1’in üzerinde çıktığında, çimlenme olumsuz etkilenir. NaCl2nin %2’nin üzerine çıkması halinde, çimlenme sıfıra kadar düşmektedir. Ayrıca topraktaki tuz miktarının artması ile yağ oranı da azalmaktadır(Robinson,1978).
3.6. Ekim Nöbeti
Ayçiçeği bitkisi fazla gelişmiş yeşil aksama sahip olduğu için yetiştirme süresi boyunca topraktan fazla miktarda besin elementi kaldırmaktadır. Bu nedenle aynı tarlaya her yıl üst üste ekim yapılması halinde verim düşmekte, daneler küçülmekte ve hastalık zararlılar artmaktadır. Özellikle; ayçiçeği ekimi yapılan alanlarda canavar otu(Orabanch) önemli bir kök paraziti olarak bitkilere zarar vermektedir. Bu zararlının etkili olduğu alanlarda ekim nöbeti uygulaması mutlak zorunludur.
Ayçiçeği tarımında, bölgelere göre farklı bitkiler ekim nöbeti içinde yer alırlar. Ayrıca sulu ve kuru tarım bölgelerine göre de uygulanan ekim nöbeti sistemleri farklı olmaktadır. Kuru koşullarda buğday,arpa,çavdar gibi bitkilerle ekim nöbetine sokulmaktadır. Adana Tarım İşletmeleri Müdürlüğü(Ceyhan-Adana) arazisinde, sulanmayan kuru alanlarda buğdayla, ayçiçeği ekim nöbetine sokulduğunda, buğday alanlarında görülen ve verim düşüklüğüne neden olan kök çürüklüğü hastalığı etkili olmamakta ve buğday tarımında büyük artışlar(%20-50) sağlanmıştır.
Sulu koşullarda ise, patates, şeker pancarı ve baklagil bitkileri ile ekim nöbetine girmektedir. Özellikle pancar ekim alanlarında, ayçiçeğinin ekim nöbetine sokulmasıyla verim artışları elde edilmiştir.
3.7. Toprak Hazırlama
Ayçiçeği tarımında toprak işleme ve tohum yatağı hazırlama bölgelere göre farklı olabilmektedir. Ön bitkinin hasadından sonra (Haziran ve Sonbaharda) tarla pullukla derin (25 cm)olarak işlenir. Özellikle, buğday ekim alanlarında, buğday hasadından sonra derin sürüm yapılmalı ve sonbaharda tarla tekrardan kültüvatörle karıştırılmalıdır. Kışı bu şekilde geçiren toprak, ilkbaharda toprak nemini koruyacak şekilde kültüvatörle 8-10 cm derinden işlenir. Üzerine gübre ve her bisit atılarak tekrar yüzlek olarak toprak karıştırılır. Arkasından merdane ve sürgü geçirilerek tarla ekime hazır hale getirilir. Özellikle, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesi gibi kurak alanlarda ilkbaharda ki toprak işlemelerinde çok dikkatli olunmalı ve toprak nemini korumak için tarla hazırlığı çok kısa sürede bitirilmelidir. Ayçiçeği tohumları genellikle nemli toprağa ekilirler. Dolayısıyla kuruya ekip üzerine yağmurlama kurma fazla yaygın değildir.
3.8. Tohumluk ve Çeşit Seçimi
1960’lı yıllara kadar ülkemizde Romanya ve Bulgaristan dan getirilen ayçiçeği çeşitleri ekilirken, 1962 yılında Oranbanşın görülmesiyle birlikte bu çeşitler yerini Rus çeşitlerine bırakmıştır. Bugün ülkemizin bazı bölgelerinde bu çeşitler hala ekilmektedir. 1980’li yıllardan sonra ülkemize hibtit ayçiçeği çeşitleri getirilmiştir. Bu çeşitlerin, kısa boylu, yüksek verimli ve oranbanş’a dayanıklı olması nedeniyle üretimleri hızla artmış ve son yıllarda tamamen hibrit çeşitler ekili hale gelmiştir.
Ülkemizde üretimleri yapılan ayçiçeği çeşitleri; V.8931, TürkAy 1, TR-83, TR-129, TR-259, TR-80, Isomax, Tordillo, Edirne-87, Sundak, Turkuaz, Don Jose, Albero, Sanbro, Sunbrad 277, Sunbrad 262, Istıranca, Sigma 950, Sigma 844, P.6424, P.6433,P.64820’dir. Bunlar yağlık ayçiçeği çeşitleridir. Bunların dışında iri daneli çerezlik çeşitlerde mevcuttur. Ülkemizde ekimleri yapılır.
Ayçiçeği tarımında seçeceğimiz çeşit ne olursa olsun kullanacağımız tohum kaliteli olmalıdır. Genelde ayçiçeği ekimi havalı nibzerlerle yaygın olarak yapılır hale getirilmiştir. Bu nedenle, tohumların çimlenme oranları yüksek olmalıdır.
Ekimi yapılacak tohumda şu özellikler olmalıdır;
Taze olmalı
Çimlenme ve sürme gücü yüksek olmalı
Tohumlar ilaçlanmış olmalı
Hastalıklarla bulaşık olmamalı
Çeşit karışıklığı olmamalıdır.
3.9. Ekim
Ayçiçeği tohumlarının çimlenebilmesi için toprak sıcaklığının minimum 8-10 °C olması gerekmektedir. Toprak sıcaklığı arttıkça tohumun çimlenme ve sürme hızı da artmaktadır. Bu nedenle ekim zamanında toprak sıcaklığının 12 °C olması istenir. Bu nedenle, ekim zamanı belirleme de, toprak sıcaklığı önemli bir faktör olmaktadır. Toprak sıcaklığı, tohumun çimlenebileceği dereceye ulaştığında ne kadar erken ekim yapılırsa, verim, o nispette yüksek olmaktadır. Bu nedenle ekimde geç kalınmamalıdır. Bölgelere göre değişmekle beraber ülkemizde ayçiçeği ekim;15 Martta başlamakta ve Nisan ayı sonuna kadar devam etmektedir. Genel olarak ayçiçeği ekim bölgesi olmamakla beraber, Çukurova bölgesinde sulanmayan taban arazilerde ayçiçeği tarımı yapılmakta ve çok iyi verim alınmaktadır. Bu bölgede en uygun ekim zamanı;15 Şubat-1 Mart tarihleri arasındadır. Ekim en geç Mart ortasına kadar tamamlanmalıdır.
3.10. Bakım
Ayçiçeği tohumu uygun koşulların oluşması ile ekimden 10-15 gün sonra çimlenerek toprak yüzeyinde genç bitkiler oluşur. Çevre koşullarının uygun olması halinde bitkiler gelişmelerini hızla sürdürürler. Bitkilerin büyüme ve gelişme süreleri boyunca gerekli bakım işleminin zamanında ve tekniğine uygun olarak aksatılmadan yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde ayçiçeğinden beklenen verim alınamaz. Ayçiçeği tarımında bakım işleri; çapalama ve yabancı ot kontrolü, seyreltme, sulama, hastalık ve zararlılarla mücadeledir.
3.11. Çapalama ve Yabancı Ot Kontrolü
Ayçiçeği bitkisi ilk gelişme döneminde yabancı otlardan fazla etkilenmekte ve zarar görmektedir. Bu nedenle, yabancı otlarla mücadeleye erken dönemde başlanmalıdır. Bitkiler toprak düzeyine çıkıp 10-12 cm boylandığında ilk çapa, bitkiler 25-30 cm boylandığında ise, ikinci çapa yapılmalıdır. İkinci çapa ile birlikte boğaz doldurmada yapılmaktadır. Ayçiçeği bitkisi saçak köklü olduğu için, çapalama derin yapılmamalıdır. Üst gübreleme yapılacaksa ikinci çapa ile birlikte verilmelidir. Bitkiler 40 cm ye ulaştığında çapalama işlemine son verilmelidir. Özellikle kurak bölgelerde buharlaşma ile su kaybını önlemek için sık sık çapalama yapılmalıdır. Ayçiçeği tarımında 2-3 çapa yeterli olmaktadır.
3.12. Sulama
Ayçiçeği bitkisi kuraklığa oldukça dayanıklıdır. Ancak, sulu koşullarda yetiştirildiğinde önemli verim artışları elde edilmektedir. Ayçiçeği bitkisinin suya en fazla ihtiyaç duyduğu dönem, tabla teşekkülünden çiçeklenmeye kadar geçen dönemdir. Özellikle çiçeklenmeden 20 gün önce ve çiçeklenmeden sonraki 20 günlük dönem su tüketimi bakımından ayçiçeği için çok kritik bir dönemdir. Bu dönemde bitki susuzluk stresine sokulmamalıdır. Yağışın yeterli olduğu bölgelerde sulamaya gerek duyulmamaktadır. Ancak,yağışın yeterli olmadığı bölgelerde sulama yapılmalıdır. Sulama ile %50 ve daha fazla oranlarda verim alınır.
Ayçiçeğinde sulama karık usulü yapılmaktadır. Özellikle son çapalama da, lister tipi çapalar kullanılarak boğaz doldurma ve karık oluşturma birlikte yapılmalıdır. Sulama sonrası tarlada su bırakılmamalıdır.
3.13. Hastalık ve Zararlarla Mücadele
Ayçiçeği bitkisine arız olan ve zarar meydana getiren önemli zararlar şunlardır(Özgür,1996);
Makaslı Böcek (Lethrus brachiicollis Fairm.):Trakya bölgesinde yaygın olarak bulunur. Erginleri fideleri çimlenme döneminde kök boğazından keserek zarar verirler. 1 m’2 alanda 2-4 ergin görüldüğünde ilaçlanılmaya başlanılmalıdır. İlaçlama tüm tarlaya yapılabildiği gibi , yalnızca bu zararlıların topraktaki deliklerinin ağzına da yapılabilir.
Çayır Tırtılı (Laxostage sticticalis L.):Marmara, Ege ve Karadeniz bölgelerinde yaygın olarak bulunmaktadır. Bitkinin yapraklarını, tomurcuk ve çiçek yapraklarını yemek suretiyle zararlı olurlar. Zamanında mücadele yapılmaz ise, bitkinin tüm yapraklarını yerler. 1 m’2 de 7-8 tırtıl görülürse ilaçlama yapılmalıdır.
Salyangoz (Helix figulina): Özellikle, çimlenme döneminde yağışı bol olan bölgelerde;(Çukurova), genç fideleri keserek zarar vermektedirler. Salyangozlar geceleri ortaya çıkarlar ve zararlıdırlar. Mücadelesi zordur. Zamanında önlem alınmaz ise,çok fazla zarar verirler. Zehirli kepek veya üstten kaplama ilaçlama önerilir.
Kuşlar: Ayçiçeği tarımında en önemli sorunlardan biridir. Tabla üzerinde tohumlar olgunlaşmaya başladığında kuşlar tarafından yenilmek suretiyle büyük zarar meydana getirilmektedir. Genellikle sabah 5-6 ile akşamüstü 7-8 saatleri arasında fazla zarar getirirler. Kuş zararına karşı ne şekilde önlem alınırsa alınsın, fazla etkili olunamamaktadır. Ancak, zarar derecesini azaltmak için şu önlemlerin alınılması önerilmektedir
Kültürel Önlemler: Bunun için yerleşim alanlarına ve ormanlık alanlara yakın bölgelere ayçiçeği ekilmemelidir. Tablası aşağıya doğru sarkık çeşitler tercih edilmektedir.
Mekanik Önlemler: Ayçiçeği tarlası içerisinde kuşları kaçıracak yüksek sesli gürültü oluşturmak. Bunun için belirli aralıklarla top sesi çıkaran ve tüple çalışan aletler kullanılmalıdır.
- İlaçlı Mücadele: Çiçeklenme dönemi sonunda bitkiler üzerine özel hazırlanmış ilaçlar püskürtmek suretiyle kuşlar yok edilmektedir. Ayrıca pis koku yaymak suretiyle kuşları kaçıran kimyasal ilaçların kullanılmasıdır.
Pas Hastalığı (Puccinia helianthi Schw): Ülkemizdeki tüm ayçiçeği üretim alanlarında görülen bir hastalıktır. Ancak, verim üzerine fazla olumsuz etkisi yoktur. Pas;yapraklar üzerine tarçın renkli püsküller halinde görülür. Bu püsküller mantarın yazlık sporlarıdır. Şiddetli enfeksiyonlarda pas, gövde ve tabladaki koruyucu yapraklar üzerinde görülür. Bu hastalık, konukçu bitkilerden ayçiçeğine taşınır ve bitkiyi hastalandırır. Genellikle, ağustos ayında ortaya çıkarlar. Hastalıkta bulaşık bitkiler zamanından önce olgunlaşır ve tohumlar cılız kalır. Mücadelesinde; dayanıklı çeşit ekilmeli, konukçu bitkiler ilkbaharda derhal uzaklaştırılmalı ve hastalığın yoğun olarka görüldüğü bölgelere ertesi yıl ayçiçeği ekilmemelidir.
Orobanş (Orobanche cumana): Ayçiçeği bitkisine arız olan ve zarar meydana getiren bir parazittir. Orobanş; canavar otu veya verem otu olarakta bilinir. Orobanş bitkisine ait tohumlar çimlenerek ayçiçeği bitkisinin köklerine musallat olur ve bitki özsuyunu emerek bitkinin gelişmesini engeller özellikle bitki özsuyunu emrek yaprakların solmasına, dolayısıyla bitkide fotosentezin azalmasına veya durmasına neden bakla, bezelye, domatesi, tütün, yonca, tığ ve haşhaş gibi orobanştan etkilenen bitkiler sokulmamalıdır. Ayrıca, orobanşa dayanıklı çeşitler ekilmelidir.
3.14. Hasat
3.14.1. Makine ile Hasat
Ayçiçeği hasadında normal buğday biçerdöverleri kullanılabilmektedir. Ancak hasat kaybı çok yüksek olmaktadır. Normal buğday biçerdöverlerinin tablaları değiştirilmek ve gerekli düzenlemeler yapılma suretiyle ayçiçeği hasadı yapılabilmektedir. Özel biçerdöverlere gerek yoktur. Ayrıca, tohumların kırılmaması ve dane kaybının olmaması için biçerdöver üzerinde gerekli ayarlamalar titizlikle yapılmalıdır.
Elle Hasat: Bitkinin sap ve yaprakları sarardığında, tabla üzerindeki tohumlar tablanın orta kısmına kadar olgunlaştıklarında, elle hasat için hasat zamanı gelmiş demektir. Tohumdaki rutubet oranının %15’lere düşmesine gerek yoktur. Hasat zamanı geldiğinde tablalara orakla kesilir ve römorklara doldurularak harman yerlerine taşınırlar. Harman yerinde tablalar ve üzerindeki tohumlar iyice kuruduğunda, değişik yöntemler kullanılarak tohumlar harmanlanır.
Ayçiçeğinde harmanlama işlemi;
Kurumuş tablalar sopayla dövülerek
İki tabla birbirine sürülerek
Tablalar dövenle ezilerek
Tablanın üzerinde traktörle gezinerek
Tablalar harman makinelerinden geçirilerek
Tablalar biçerdöverin önüne atılarak yapılmaktadır.
Harmanlama sonunda elde edilen ürün elenerek veya savrularak temizlenir. Tohumdaki rutubet oranı yüksek ise belirli süre güneş altında kurutulurlar. Sonra çuval veya harallara doldurularak depolara veya alım yerlerine taşınırlar.
3.15. Kurutma ve Depolama
Hasat ve harmanlama sonunda elde edilen üründeki rutubet oranı %10’un üzerinde ise kurutma işlemi yapılmalıdır. Ayçiçeğinde kurutma tabi şartlarda güneş altında yapılabildiği gibi, özel olarak kurulmuş, kurutma tesislerinde de yapılmaktadır. Kurutma sonunda tohumdaki rutubet oranı %10’un altına düşürülmelidir. Ayçiçeğinde; %9,5 tohum nemi ile %75 hava nemi denge halindedir. Tohumdaki rutubet oranı düşük olsa dahi , hava nispi neminin yüksek olması halinde denge nemi nedeniyle, tohumdaki rutubet oranı kısa sürede yükselmektedir. Ayçiçeğinde sağlıklı bir depolama için depo içerisindeki havanın nemi, %75’lerin üzerine çıkartılmamalıdır. Tohumdaki rutubet oranı %11’e çıktığı zaman bazı mantarlar faaliyete geçmekte ve ürünün bozulmasına neden olmaktadır.
Ayçiçeği ürünü özel yapılmış silolarda veya adi depolarda saklanmaktadır. Depo içerisinde ürün, dökme olarak bulunmaktadır. Depo içerisinde sıcaklık yükselmesini ve üründeki kızışmayı önlemek için, havalandırma işleminin çok dikkatli yapılması gerekmektedir. Özellikle ısınan ve nemlenen havanın süratle depodan uzaklaştırılması gerekmektedir.
4. AYÇİÇEĞİ ISLAHI
Ayçiçeği yabancı döllenen bir bitkidir. Bu nedenle, yabancı döllenen bitkilerde uygulanan ıslah yöntemleri veya modifiye olmuş şekilleri, ayçiçeği ıslahında başarıyla uygulanabilmektedir(Dedio ve Putt,1980;Fick,1978).
Ayçiçeği, yabancı döllenen bir bitki olduğu için, diğer kendine döllenen yağ bitkilerine göre, ıslahı oldukça zordur. Ayçiçeğinde ortaya çıkan erkek kısırlık nedeniyle, özellikle hibrit çeşitlerin ıslahında büyük başarılar elde edilmiştir.
4.1. Islah Amaçları
Ayçiçeği ıslahında başarılı sonuçlar alabilmek için öncelikle ıslah amacının çok iyi belirlenmesi gerekmektedir. Çünkü, seçeceğimiz ıslah yönteminden, kullanacağımız ebeveyn materyale kadar, tamamı buna bağlıdır. Ayçiçeğinde üzerinde çalışılan ıslah amaçları;ülkenin ve bölgenin koşullarına ve ıslahçının özel isteklerine göre değişmektedir.
Ayçiçeğinde başlıca ıslah amaçları:
Tohum verimi
Yağ içeriği ve verimi
Yağ kalitesi
Protein içeriği
Tohum iriliği ve ağırlığı
Kısa bitki boyu
Yatmaya dayanıklılık
Tabla şekli ve duruşu
Erkencilik
Hastalıklara dayanıklılık
Orobanşa dayanıklılık
Zararlara dayanıklılık
Kuş zararına dayanıklılık
Su ve sıcaklık stresine dayanıklılık
Kabuk oranının düşük olması
Tek tabla oluşum dır.
4.2. Uygulanan Islah Yöntemleri
Seleksiyon: Karışık bir popülasyon içerisinden, üstün özelliklere sahip bitkilerin seçilerek denemeye alınması sonraki yıllarda üretilmesi esasına dayanan bir ıslah yöntemidir. Ayçiçeğinde seleksiyon ıslahı, toplu seleksiyon ve döl kontrollü tek tip seleksiyon olmak üzere iki şekilde uygulanır. Ayrıca bunlara ilave olarak tekrarlamalı seleksiyon yöntemi de uygulanmaktadır.
Melezleme ve Heterosis Islahı: Ayçiçeği yabancı döllenen bir bitkidir. Bu nedenle, melezleme ıslah, kendilenmiş hatların heterosis etkisini ortaya koymak amacıyla yapılır. Bunun için öncelikle;kendilenmiş hatların elde edilmesi ve bunların uyuşma yeteneklerinin belirlenmesi gerekmektedir.
Kendilenmiş hatların elde edilmesi: Ayçiçeği yabancı döllenen bir bitki, olduğu için, heterosis ıslahında kullanılan hatların homozigot hale getirilmesi gerekmektedir. Bunun için 2-5 yıl süre ile ayçiçeği tablaları yabancı tozlanmaya karşı izole edilmek suretiyle kendileme yapılmaktadır (saflaştırılması istenen hatlar belirli aralıklarla tarlaya ekilirler. Çiçeklenme zamanı geldiğinde tablaların üzerine kağıt torbalar geçirilmek suretiyle yabancı tozlanmaya karşı korunmuş olurlar). Bu süre sonunda kendilenen hatlar, homozigot hale gelmektedir. Kendileme sonunda elde edilen saf hatlar; diallel melezlemeler veya topcross melezlemeler yapılarak birbiriyle uyuşma yetenekleri saptanır. Diallel veya topcross melezlemeler sonunda elde edilen tohumlar ekilerek, verim potansiyelleri incelenir. Elde edilen sonuçlara göre belirlenen saf hatlar daha sonra heterosis ıslahında ebeveyn olarak kullanılırlar.
Melezleme tekniği: Ayçiçeği bitkisinin tablası üzerinde bulunan fertil çiçeklerde anterlerin oluşması ve toz verme yeteneğine ulaşması belirli bir sürede olmaktadır. 22-25 cm çapındaki bir tablada çiçeklenme 5-6 gün devam etmektedir.
Ayçiçeğinde kendine uyuşmazlık veya erkek kısırlık yok ise melezlemede kullanılacak ana bitkinin çiçekleri emasküle edilmelidir.
Erkek kısırlık ve ayçiçeği ıslahı: Ayçiçeği melezleme ıslahında ana olarak kullanılacak bitkinin erkek kısırlık özelliğine sahip olması halinde, emaskülasyona gerek duyulmamaktadır. Buda ıslahçıya hibrit tohum üretiminde, büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Ayçiçeğinde genetik ve stoplazmik olmak üzere iki tip erkek kısırlık mevcuttur. Her iki erkek kısırlık özelliğindende ayçiçeği ıslahında yararlanılmaktadır.
Genetik erkek kısırlığı;Ayçiçeğinde genetik erkek kısırlığı,1984 yılında Rusya’da GUNDAEV isimli ıslahçı tarafından belirlenmiştir. Genetik erkek kısırlığı resesif bir özellik olup tek gen tarafından idare edilmektedir(msms). Genetik erkek kısırlıkta en önemli konu bu özelliğin ana bitkilerde devam ettirilmesidir.
ANA X BABA
Msms Msms
(Homozigot) (Hetorozigot)
msms 1:1 msms oranında steril ve fertil yavrular (tohum meydana gelir). Hibrit tohum üretiminde, msms bitkilerin çiçeklenme öncesi sökülüp atılması gerekmektedir. Ayçiçeğinde fide döneminde oluşan antosiyan rengi ile erkek kısık özelliği arasında lingage mevcut olduğundan, erkek kısır bitkiler fertil bitkilerden kolayca ayırt edilirler. Dolayısı ile antosiyan renk görülmeyen fidelerin çekilmesi ile tarlada yalnızca erkek kısır bitkiler kalacağında hibrit tohum üretimi kolaylaşmaktadır. Bu şekilde genetik erkek kısırlığı özelliğinden yararlanılarak hibrit tohum üretiminde fazla sayıda işçilik kullanılmaktadır. Buda maliyeti arttırmaktadır.
Cms hatlar normal stoplazmaya sahip bireylerle melezlenir ve elde edilen F1 yeniden normal stoplazmaya sahip fertil bir hat ile geriye melezlenmek suretiyle (bc5), fertil hattın iyi özellikleri cms hatta aktarılır. Elde edilen cms hat restorer gene sahip bir diğer hat ile melezlenmek suretiyle fertil bitkiler oluşturan hibrit tohumlar üretilir.
ANA X BABA
(cms) (restorer)
rf1,rf1 x Rf1,Rf1
F1 = Rf1Rf1 (Fertil)
Mutasyon ıslahı: Ayçiçeğinde genetik varyabilite yaratabilmek için, sınırlıda olsa, değişik mutagenler kullanılmaktadır. Ayçiçeği ıslahında kullanılan mutagenler, X ışınları, kimyasal mutagenler ve Colchisindir. Ayçiçeği ıslahında mutasyon yoluyla, erkencilik, kısa boyluluk, yüksek yağ oranı ve ince kabukluluk gibi özelliklerde iyileştirme sağlanmıştır.
Ayçiçeğinde kuru tohumlar 4kr , ıslatılmış tohumlar ise 1kr dozunda X ışını ile muamele edildiğinde, mutasyon meydana gelmektedir.
5. SONUÇ
Türkiye genelinde Ayçiçeğinin büyük bir önemi vardır. İçerdiği protein, yağ ve karbon hidrat bakımından önemli bir yere sahiptir. Bünyesinde bulundurduğu değerli besin maddeleri nedeniyle birçok değişik alanda kullanılmaktadır. Bitkisel ham yağ üretimi bakımından önemli bir yağ bitkisidir. Ayçiçeği yağı içerdiği çoklu doymamış yağ asitleri oranının yüksek, doymuş yağ asitleri oranının ise düşük olması nedeniyle beslenme değeri en yüksek olan bitkisel yağlardan biridir. Ayçiçeği kara iklim kuşağında ve ılıman iklimin yağışlı bölgelerinde yetiştirilir ve tek yıllık bir bitkidir. Kuraklığa dayanıklıdır. Fakat yağışlı bölgelerde yetiştirilirse daha iyi bir verim alınacaktır.
6. KAYNAKÇA
Anonim, “Ayçiçeği”,Tarım bakanlığı Yayınları”,
BÜTÜN, Y., “Bitkisel Yağlar ve Beslenmemizdeki Önemi”, Tarım Bakanlığı Dergisi,
YÜCER,m, “ Önemli Ayçiçeği Hastalıkları”, Ayçiçeği Projesi El Kitabı,
Kaynak: Bu okuduğunuz içerik internet üzerinden derlenmiştir. Sitemizde yer alan içerikler özgün içerik değildir. Bu içerik sizin içeriğinizse iletişim seçeneklerinden bize ulaşıp atıfta bulunabilirsiniz. 

0 yorum:

Yorum Gönder

Bilgi Arşivi

Hakkımızda

Bu Sayfa Üzerinde Aklınıza gelecebilecek tüm sorulara cevap arayacağız, sormak istediginiz birşey varsa iletişim kısmından yazabilirsiniz.

Takip Listemizden

İstatistikler


Sitemizde 33 kategoride toplam yazı bulunmaktadır!

Görüntülenme

back to top