Verimli Süt Üretimi

15 Kasım 2011 Salı


Her inekten sağlanan sütü ayda en az bir kez ölçerek kaydedin. Hangi ineklerin en yüksek verimi sağladığını bilmek için süt üretiminin ölçülmesi ve kaydedilmesi önemlidir. Hayvanları sürüden ayırmak veya kesime göndermek gerektiğinde ilk seçilecek hayvanlar en düşük verimliler olmalıdır. Süt üretimi bilinmeden hangi ineklerin en yüksek verimi sağladıklarına karar vermek olanaksızdır.
Döllenme ve sütten kesilme zamanlarını belirlemek için danaların doğum tarihini kaydedin. Danaların doğum tarihinin doğru biçimde kaydedilmesi, süt üreticisinin her bir ineğin hangi süt verme aşamasında olduğunu bilmesini sağlar. Süt üretimi, ineğin doğurmasından sütten kesilmesine doğru uzanan süre içinde değiştiğinden, kesime gönderilme kararı verilmeden önce hayvanın hangi süt verme aşamasında olduğunu bilmek önemlidir. Dananın doğum tarihinin bilinmesi, ineklerin döllendirilme ve sütten kesilme zamanlarının tayini açısından da önemlidir. Süt sağımının başlarında önerilen besleme miktarları, ineklerin süt verme dönemlerinin sonuna doğru göreceli olarak az süt ürettikleri döneme göre daha fazla olmalıdır. Bu nedenle, besleme ve sütten kesme zamanları hakkında karar verebilmek için süt verme aşamasının ve döllenme tarihinin bilinmesi gerekir.
Dölleri varolan en güçlü boğalardan alın ve akrabalar arası döllendirmeden kaçının. Genelde, cinsel açıdan aktif boğaların genel değerlendirmede en üst %20’sinin dölleri kullanılmalıdır. Suni döllendirme, ineğin kızgınlık zamanının tayinini, hayvanların kesinlikle gebe kalmalarını ve uygun biçimde üremelerini süt üreticisinin kontrolü altında olmasını sağladığı gibi, döllenme tarihi kesin olarak bilindiğinden yaklaşık doğurma tarihinin de tahmin edilmesine olanak verir. Doğurduktan sonra bir ineğin hamile olmadığı günlerin sayısı (açık günler), suni döllemenin başarı derecesinin göstergesidir. Tipik olarak, açık günlerin sayısının 85 ile 120 gün arasında olmasını tercih ederiz. İnekler uzun süre hamile olmadan kalırlarsa, süt verme süreleri uzar ve süt verme süresinin sonuna doğru süt verimi azalır. Bu inekler, istenilen zamanda hamile kalan ineklerden daha az verimlidir. Genetik açıdan benzerlik taşıyan (ebeveyn ve onların bir kuşak öncesi) inek ve boğaların eşleştirilmesinden doğan danaların süt verimi düşük olduğundan bu uygulamadan kaçınılmalıdır.
En yüksek verimli inekleri en iyi yemle, özellikle hayvan yemleri ile besleyin. Yüksek düzeyde süt üretimi için yüksek kaliteli yem gereklidir. Buğday samanının içeriği enerji ve protein açısından düşük olduğundan, özellikle yüksek düzeyde süt sağlayan ineklere verilmesi tavsiye edilmez. Yonca (alfalfa), arpa ve mısır, tam olgunlaştıkları zaman biçilmişlerse, süt inekleri için kusursuz yemlerdir. En iyi yemleri en yüksek verimli ineklere verip, daha az verimlileri, dışardan sağlanan danaları ve süt vermeyen inekleri daha düşük kaliteli yemlerle besleyin.
Otların ve yemlerin analizini yapın ve enerji ve protein açısından dengeli bir besin sağlayın. Bir yemin içindeki kuru madde (veya nem oranı), protein, selüloz ve enerji miktarlarını bilmeden, o yemin besleme değerini bilmek olanaksızdır. Bu durum, besin içeriği açısından, tahıllar, protein katkıları ve yan-ürün yemlerden daha fazla değişiklik gösterdiğinden, ot çeşitleri için özellikle önemlidir. Yem kalitesini belirlemek için peryodik testler yapılması, hangi yemlerin hangi hayvan grubuna vermek gerektiğinin tayini açısından önemlidir. Dengeli bir besin rejimi, bu analiz esasında belirlenmelidir. Yemdeki enerji ve protein katkı miktarları bu analizin sonuçlarına göre değiştirilebilir. Sabit bir 2:1 süt-konsantre oranı bütün koşullarda yeterli olmayabilir. Örneğin, ABD’de yüksek konsantrasyonlu tipik mısır silajı uygulamasında, silajdaki yüksek enerjiyi göz önünde bulundurarak, konsantre oranını 3:1 olarak kullanırız.
Yemi, ineğin üretimine göre düzenleyin. İneklerin tamamını aynı miktarda konsantre ile beslemek savurganlık olabilir. Bir ineğin süt üretimi azaldığında, onun takviye konsantrelere gereksinimi de azalır; buna karşın yüksek düzeyde süt veren bir ineğin gereksinimi daha fazladır. Bu nedenle, her ineğin süt üretim miktarı bilindiğinde, yüksek düzeyde süt verenler fazla besin maddesinini değerlendirmede daha verimli olduklarından, onların daha fazla beslenmesi mümkün olur.
Kuruda kalma zamanını 40 günden az, 80 günden fazla düzenlemeyin. Araştırmalar, sütten kesilme ve doğurma süresinin 40 günden az, 80 günden fazla olduğu koşullarda, takibeden süt verme süresinde süt miktarının azaldığını göstermiştir. Meme salgı bezlerinin dinlenmesi ve gelecek süt verme süresine hazırlanması için en az 40 gün gereklidir. Uzatılmış sütsüz dönemler (80 günden fazla) ineklerin şişmanlamasına ve gelecek süt verme döneminde verimlerinin azalmasına neden olur.
Sütü, temiz ve kuru memelerden sağın. Yüksek kaliteli süt üretiminde sağlık önlemlerinin alınmış olması önemli bir konudur. Yüksek miktarda bakteri içeren süt, işlem sırasında sorunlar çıkarır ve ürünün kalitesi azalır. İnekler, meme enfeksiyonundan (mastitis) korunmalı ve sağılan sütün bulaşıcı özellikler taşımaması için, meme uçları süt sağma sırasında temiz ve kuru olmalıdır.
İlk kez süt veren inekler 30 aydan daha yaşlı olmamalıdır. Dışardan sağlanan hayvanların 30 aylık olduktan sonra daha ileri bir tarihte doğurmaları, süt elde edebilmek için gereğinden uzun bir süre beslenmelerine neden olur. Bu, pahalı bir yöntemdir. Daha yaşlı ineklerde beslenmede rekabet edecek kadar iri olan iki yaşındaki danaların doğurmaları mümkün olduğu gibi, tercih edilmelidir. Hemen hemen her zaman, ineklerin 30 aylık olmadan doğurmaları istenilen bir durumdur.
İlk kez süt veren ineklerin beslenmede daha yaşlı ineklerle rekabet edebilecek irilikte olmaları ve üretim zirvesine eriştiklerinde yaşlı ineklerin %70’i oranında süt vermeleri gerekir. Süt veriminde bu zirveye erişilmesi, genellikle ineğin sağılmaya başlanmasından sonra 2nci veya 3üncü aylarda gerçekleşir. Daha yaşlı inekler zirvede günde 50 kg süt verirlerse, ilk kez doğuran danaların üretim zirvesine eriştiklerinde verdikleri süt 35 kg’dan az olmamalıdır. Daha yaşlı ineklerle ilk kez doğuran danaların süt verimlerinde önemli bir fark varsa, bu, danaların beslenmede yaşlılarla rekabet edecek irilikte olmadıklarını veya genetik kalitelerinin yaşlılardan daha düşük düzeyde olduklarını gösterir.
Hangi ineklerin en yüksek kâr sağladıklarını saptamak için, ot çeşitlerin fiyatını da katarak, gelire karşı yem maliyetini karşılaştırın. Hangi ineklerin en yüksek kârı sağladığını bilmek önemlidir. Bunu öğrenmek için gelire karşı yem maliyetini hesaplayın. Bu hesabı yapabilmek için her ineğin süt üretimini ve yem maliyetini bilmeniz gerekir. Örneğin:
İNEK 1 İNEK 2 İNEK 3
GELİR
Süt (kg/gün)
Süt fiyatı ($/kg)
Gelir ($/inek/gün)
10
.33
3.30
20
.33
6.60
30
.33
9.90
YEM MASRAFI
Konsantre (200 $/Ton veya 0,20 $/kg) 5 kg 10 kg 15 kg
Konsantre Maliyeti 1.00 2.00 3.00
Yonca (Alfalfa)
(150 $/Ton veya 0,15 $/kg) 5 kg 5 kg 5 kg
Yonca Maliyeti .75 .75 .75
Mısır Silajı
(30 $/MT veya .03 $/kg) 20 kg 20 kg 20 kg
Mısır Silajı Maliyeti 60 60 60
Toplam Yem Maliyeti
($/inek/gün) 2.35 3.35 4.35
GELİR/YEM MALİYETİ .95 3.25 5.55
Bütün sürüler veya sürüdeki bütün inekler iyi beslenmeye veya yemlere derhal tepki göstermez. Hasta ineklerin, gıdaya, kendini iyi hisseden ve bol yem yiyen inekler kadar çabuk reaksiyon göstermeleri beklenmemelidir. Asidoz veya yüksek asitli işkembe, toynak enfeksiyonu (laminitis) veya topal inekler ve vücut ısınının yükselmesine neden olan meme enfeksiyonu (mastitis) hastalığı bulunan inekler yemdeki değişikliklere olumsuz reaksiyon gösterirler. İnekleri aşırı miktarda nişasta veya hububatla beslemek asidoz’a neden olduğundan yenilen yem miktarında iniş-çıkışlara veya azalmalara neden olur. Yemdeki fazla nişasta ineklerin ayaklarında ağrılara da neden olduğundan, onların yem oluğunda çevredeki diğer ineklerle yeterince rekabet edememeleriyle sonuçlanır. Fazla mısır silajı beslemesi de, tanelerin işlenmesi, kesme uzunlukları ve selüloz içeriği iyi ayarlanmadığında, hem asidoz’a , hem de ineklerin topallamasına neden olur. İneklerin topallamasının yemden başka nedenleri de olduğundan, beslenme hatasını topallıkta aramadan önce bu konuların incelenmesi gerekir.
Yemdeki değişikliklerin yarattığı tepkilerin süt üretimine yansımasında ineğin gövde koşulları da etkili olur. Aşırı zayıf inekler (Virginia Tech Üniversitesi Gövde Koşulları Değerlendirme Cetveline göre 2.0 veya daha aşağı) yemlerden aldıkları artan enerjiyi gövdelerinde muhafaza ederler. Diğer taraftan, aşırı şişman inekler (4.0 veya daha fazla) daha zayıflar (2.5 – 3.5) kadar yemezler ve muhtemelen yem değişikliklerine onlar kadar tepki göstermezler. Bu açıklananların bazıları yeterince kanıtlanmamış olmakla birlikte, arazide yapılan anlamlı gözlemlere dayanmaktadır. Buna karşın, ilk doğuran danaların besin iyileştirmelerine karşı gösterdikleri tepkinin, daha yaşlı ineklerle kıyaslandığında, azaldığı kesinlikle kanıtlanmıştır. Journal of Dairy Sciences dergisindeki pek çok beslenme araştırması, daha iyi beslenmesinin yaşlı ineklerin performansını yükseltirken, ilk kez doğruran danalarda bir ilerlemeye neden olmadığını göstermektedir. Buradan anlaşılan, danaların besinin gövdelerinde kullanılmasındaki önceliği büyümeye verdikleridir. Bundan da, boyları küçük danaların iyileştirilmiş besine tepkilerinin, iyi gelişmiş danalara göre daha yavaş olacağı sonucunu çıkarabiliriz.
Bir ineğin veya sürünün içinde bulunduğu süt verme aşaması, besindeki değişikliklere gösterdikleri tepkiler üzerinde etkili olabilir. Erken ve bol süt veren ineklerin besindeki değişikliklere olumlu tepkisi, geç ve göreceli olarak az süt veren ineklere göre daha güçlüdür. Erken süt veren ineklerin besinleri meme salgı bezlerine daha fazla yönlendirme ve yemleri daha verimli biçimde kullanma yeteneği bulunmaktadır. Ayrıca, geç süt veren inek sayısının çok olduğu bir sürüde besin değişikliklerine gösterilen olumlu tepkinin, sağılmada verimlilik bakımından ilk üçte bire dahil inekler düzeyinde olması beklenmemelidir. DHI raporlarındaki ineklerin süt verdiği günlerin sayısından anlaşılacağı gibi, Virginia’daki sürülerin süt veriminde aydan aya önemli farklar gözlenmektedir.
Süt Alınan Günler
Aralık 1999 176
Ocak 1999 179
Şubat 187
Mart 193
Nisan 201
Mayıs 206
Haziran 206
Temmuz 199
Ağustos 191
Eylül 183
Ekim 180
Kasım 176
Aralık 176
Sonbahar ve kış aylarında (Eylül-Şubat) sürüye katılan yeni ineklerin sayısı artmakta ve ilkbahar ve yaz aylarında (Mayıs-Ağustos) azalmaktadır. Bu nedenle besin değişiklikliğine en iyi olumlu tepki serin mevsimlere, en az olumlu tepki sıcak mevsimlere rastlamaktadır. Yenilen yem açısından da, inekler sıcak aylarla karşılaştırıldığında serin aylarda daha çok yem aldıklarından, anlamlı bulunmaktadır. Durumu özetlersek, yem değişikliklerine en iyi ve en kötü tepkinin aşağıdaki listede görülen biçimde geliştiğini görmekteyiz.
En iyi tepki En kötü tepki
Orta sıcaklıklarda Aşırı sıcak ve soğukta
Sağlıklı inekler Vücut sıcaklığı yüksek inekler
Gövde Ağırlık Cetveli (GAC) 2.5-3.5 GAC <2.5 veya >4.0
Süt alınan günler < 180 Süt alınan günler > 200
Süt veriminin ilk üçte biri Süt veriminin son üçte biri
Yetişkin inekler İlk kez süt veren danalar
İlk kez süt veren iri danalar İlk kez süt veren küçük boylu danalar
Bir yeme gösterilen tepkinin belirlenmesinde tüketilen yem miktarı önemli bir göstergedir. Bir yem karışımının formülasyonu yüksek düzeyde süt üretimi için hazırlanabilir, fakat, üretim hedeflerinin karşılanması için ineklerin yem karışımını istenilen miktarda yemesi gerekir. Ocak ayı için yayınlanan son DHI raporu Virginia’daki bir sürüdeki ortalama ineğin süt verme süresi içinde 9.000 kg, yani, günde 31 kg süt sağladığını bildirmektedir. Bu yüksek üretim miktarının, ineklerin kg biriminde daha çok yem tüketimine gereksinimleri olacağı sonucunu vermesi açıkça ortadadır. Aşağıda, %3.5 yağ içerikli süt üreten 590 kg ağırlığındaki bir ineğin, NCR 1989’a göre, yemindeki protein ve enerjiyle desteklenen sütünün protein ve enerji değerleri verilmektedir. Yem porsiyonu, %17 protein ve beslenmenin tümündeki kuru madde dahil, 1.69 Mcal (Megakalori) net enerji içermektedir. Ayrıca, yemdeki protein ve enerjiyle desteklenmiş süt miktarının neden olduğu farklar göz önünde tutulmaktadır. Bu husus, sadece yemdeki besinlerin konsantrasyonunun değil, fiilen tüketilen besin miktarının önemini vurgulamaktadır. Fiili tüketim, daha yüksek düzeyde süt üretimi sağlamada en önemli unsurdur.
Kuru Madde Tüketimi (kg) Protein
(kg) Süt
(kg) Enerji (Megakalori) Süt
(kg)
16 2,72 27 27,0 25
18 3,06 32 30,4 31
20 3,40 36 33,8 37
22 3,74 41 37,2 42
Esas olarak, yemdeki kuru madde miktarı 2 kg’lık kademelerle artırıldığında, protein ve enerjiyle desteklenmiş sütün düzeyi yaklaşık 5 kg’a yükselir. Enerjinin desteği proteininkinden biraz daha güçlüdür. Bu, yem tüketiminin azamiye çıkarılmasının önemini vurgular.
Kuru dönemden sonra süt vermeye başlama sırasında, inekler bir geçiş dönemi geçirir. Bu aşamada, besleme miktarı arttırılmalıdır. Hoard’s Dairyman Supplement dergisinde 25 Eylül 1999’da yayımlanan “Yüksek Verimli Sürülerin Beslenmesi” başlıklı bir makalede, kuru madde besininin gövde ağırlığına oranı (%) olarak aşağıdaki hedefler belirlenmiştir.
Sütsüz sürenin bitiş dönemi (son 21 gün) …………… Gövde ağırlığına göre %2.0
7 inci Gün ………………………………………….. ………………………………………….. . %2.5
14 üncü Gün ………………………………………….. ……………………………………….. %2.9
21 inci Gün……………………………………….. ………………………………………….. … %3.4
Süt ineklerinin kuru maddeyle beslenmesi, kısmen üretilen süt miktarıyla, yani, metabolik gereksinimle kontrol edilir. Süt vermeye başlamanın ilk döneminde, beslenme hızı, süt üretiminin gerisinde kalır ve en yüksek beslenme miktarı en yüksek süt verimini 3-4 hafta gecikmeyle takibeder. BST kullanıldığında, önce süt üretiminin arttığı, beslenme artışının sonradan geldiği bilinen bir husustur. Bu gözlemler, genellikle beslenmeyi kontrol eden metabolik olaylardan kaynaklanır. Beslenmeyi kontrol eden veya sınırlayan diğer bir faktör, benim “çevresel” olarak tanımladığım olaylardır. Bunlar arasında, daha önce değindiğimiz sıcak iklim koşulları vardır. Diğerleri arasında, sunulan yemin miktarı, yemin tadı ve ineğin rahat konumda olması sayılabilir. Bunlandan herhangi biri ineğin verimliliğini kısıtlayabilir.
Yemdeki besin dengesi, ineklerin verimli olmaları için önemlidir. ABD’de süt veren veya vermeyen ineklerin besin gereksinimleri kuru olmak koşuluyla aşağıda verilmiştir.
Uzun süre süt vermeyen inek Sütten yeni kesilmiş inek Süt verme süresinin başlangıcı Süt verme süresinin orta-geç dönemi
Kaba protein (%) 12-13 14-15 17-19 15-17
İşkembede parçalanmadan geçen protein içinde kaba protein (%)
25-30
30-35
36-40
32-36
Net enerji (Mcal/kg) 1.28 1.54 1.72 1.65
Asit deterjan selüloz(%) 28-32 22-26 19-21 32-36
Nötr deterjan selüloz(%) 38-42 30-34 28-32 32-36
Lifsiz karbohidratlar (%) 32-34 34-36 37-40 34-37
Yağ (%) 2-3 2-3 3-7 3-6
Gereksinimleri ifade etmenin başka bir yolu gereken toplam miktarı belirtmektir. Aşağıda, değişken düzeylerde süt üreten 400, 600 ve 800 kg ağırlıkta ineklerin kuru madde beslenmesi, işkembede parçalanmadan geçen proteinler (RUP), işkembede parçalanan proteinler (RDP) ve kaba proteinlerin tablosunu bulacaksınız.
Gövde ağırlığı 400 kg
Kg süt/inek/gün 7 13 20 26
Kuru madde beslenmesi (kg/gün)
10
12
14
16
RUP (kg/gün) ,46 ,64 ,82 ,94
RDP (kg/gün) ,81 1,08 1,38 2,59
Kaba protein (kg/gün) 1,27 1,70 2,20 2,59
Gövde ağırlığı 600 kg
Kg süt/inek/gün 10 20 30 40
Kuru madde beslenmesi (kg/gün)
13
17
21
24
RUP (kg/gün) ,57 ,88 1,20 1,42
RDP (kg/gün) 1,01 1,48 2,02 2,47
Kaba protein (kg/gün) 1,58 2,36 3,22 3,89
Gövde ağırlığı 800 kg
Kg süt/inek/gün 13 27 40 53
Kuru madde beslenmesi (kg/gün)
17
21
26
31
RUP (kg/gün) ,74 1,08 1,50 1,84
RDP (kg/gün) 1,31 1,81 2,53 3,21
Kaba protein (kg/gün) 2,05 2,89 4,03 5,05
İşkembede terkibi bozulan proteinin işlevi işkembedeki bakterileri beslemek ve ineğin süt üretim düzeyini koruması için gerekli mikrobik protein sağlamaktır. Mikrobik protein mevcut en yüksek kaliteli protein olduğundan mümkün olduğunca çok üretilmelidir. İşkembede terkibi bozulmayan protein işkembeden değişikliğe uğramadan geçer ve bir kısmı ince barsakta sindirilir. Bu protein, üretilen mikrobik proteni takviye ettiği gibi, ineklerin yüksek düzeyde süt üretimi için gereklidir. Günde 20 kg’dan fazla süt üreten ineklerin diyetlerinde by-pass protein kaynağına gereksinimleri vardır. Soya fasulyesi ürünleri işkembede terkibi bozulur ve bozulmaz proteinler için iyi bir kaynak oluşturdukları gibi, yüksek düzeyde süt üreten inekler için enerji sağlarlar. Soya fasulyesi ürünlerine örnek olarak, yüksek proteinli soya fasulyesi hamuru (RUP ve RDP içerir), soya fasulyesi yağı (RDP, RUP ve enerji içir yağ içerir) ve soya fasulyesi kabuğu (sindirilen elyaf içerir). Yağ çıkarma yöntemi (solvent veya mekanik) RDP ile RUP arasındaki oranı değiştirir. Mekanik işlem ısı yaratağından RUP miktarını arttırarak by-pass malzemesi oranını yükseltir. Bazı durumlarda bu özellik faydalıdır.

Meyvecilik Kültürünüm Tarihçesi

Salı, 06 Kasım 2007

Kuşlar

Salı, 06 Kasım 2007
1.GİRİŞ
Kuşların diğer omurgalılardan farklı olarak vücutları hemen hemen bütünüyle tüylerle kaplanmıştır. Esas olarak uçmaya yarayan bu tüylerin hayvanı dış etkilerden koruması ve vücut ısısının muhafazası gibi görevleri de vardır. Tüyler yaş ve cinsiyete bağlı olarak canlı ağırlığın yaklaşık % 4-9’ unu teşkil ederler.
Yumurtadan yeni çıkmış civcivlerin vücutları, kanatlar ve kuyruk uçları dışında tamamen ana tüyleri ile kaplanmıştır. Bunlar normal tüylerden farklı olup, yumuşak ve kabarık görünümdedirler. Civcivler 4-5 haftalık olduklarında ana tüylerin yerini normal tüyler alırlar. Bu ilk tüyler kısa bir süre sonra dökülerek civcivler 8 haftalık olduklarında da tamamen yenilenirler. Üçüncü tüy dökümü ve yenilenmesi 13 haftalıkken tamamlanır. Dördüncüsü ise cinsi olgunluktan hemen önce tamamlanarak ilk ergin tüylenme meydana gelmiş olur. Bunların dışında tavuklarda ergin dönemde de kısmi veya tam tüy dökümü görülür
2. Zorlamalı Tüy Dökümü
Tavuklarda tüy dökümü bazı fertlerde bir senede iki kez olabilirse de normal olarak tüylerin dökülmesi ve yenilenmesi bir senede bir defa meydana gelir bu işlem tüy dökme olarak bilinir. Yabani tavuklar soylarını devam ettirecek kadar olmak üzere 10-12 adet yumurta yumurtladıklarından bunlarda tüy dökmenin yumurta üretimi ile bir ilişkisi yoktur, ancak evcilleştirmenin etkisiyle yumurta yumurtlama dönemi bütün yıla dağılmış ve tüy dökme mevsimini de içine alacak kadar uzatılmıştır.
Tüy dökümü esnasında yumurta verimi kesilebilmekte ve dışarıdan, suni bir müdahale ile değiştirilmez ise tavuğun tüylerini değiştirmesi yaklaşık olarak 4 ay sürmektedir. Ancak bir program çerçevesinde tavukların hızlı bir şekilde tüy dökmelerini ve yine tüylerini büyütmelerini, daha sonra yeniden yumurtlamaya başlamalarını uyararak bu olayı hızlandırmak mümkündür . Bu işlem zorlamalı tüy dökümü olarak bilinir.
Tüy dökümü tavuklara, uzun ve yoğun bir yumurtlama dönemi sonunda yorulan ve yıpranan vücutlarını, üreme organlarını dinlendirmesi ve onarması için yeterli süreyi sağlar.
3.Zorlamalı Tüy Dökümünün Uygulanma Nedenleri
Zorlamalı tüy dökümü ekonomik nedenlerden kaynaklanmaktadır. Hollanda, Fransa, İngiltere gibi tavukçuluğu ileri olan birçok ülkede gerek damızlık gerekse ticari yumurta üretim sürelerinde uygulanan bu yöntemle yumurta fiyatlarının ucuz olduğu bir devrede tavuklar zorlamalı olarak tüy dökümüne sevk edilerek kısa bir sürede verime geçmeleri sağlanır.
Yetiştiriciler bazen birinci verim yılı sonunda sürü değişikliğini önceden planladıkları halde bile;
1. Yumurta fiyatlarında yükselme belirtisi,
2. Düşük yumurta fiyatları nedeniyle elde nakit paranın olmayışı gibi
mevcut ekonomik koşullar nedeniyle zorlamalı tüy dökümü yoluyla aynı sürüyü ikinci yıl da elde tutmak zorunda kalabilmektedirler. Yumurtanın maliyeti satış fiyatından daha yüksek ise, buna bağlı olarak nakit sıkıntısı yüzünden yeni dönem için piliç alınamaması veya yeni civciv alınıp cinsel olgunluğa kadar büyütmek de tüy dökümü yoluyla verim döneminin uzatılmasına kıyasla yaklaşık olarak 2-2.5 kat daha pahalı olduğundan yetiştiriciler bu yola gitmektedirler
Yumurta üretim masraflarının %25’ten fazlasını yumurta tavuğunun amortisman gideri teşkil etmektedir. Bu oran gerek civciv fiyatlarının gerekse civciv büyütme harcamaları içersinde en büyük paya sahip yem fiyatlarının yüksek olması nedeniyle ülkemizde daha da yüksektir. Zorlamalı tüy dökümü yoluyla yumurtlama dönemi uzatıldığında yumurta başına tavukların amortisman masrafı da düşürülmektedir. Bu amaçla damızlık ve özellikle ticari sürülerde üreticiler ellerindeki hayvanlardan iki hatta üç verim dönemlerinde de yararlanabilmektedirler. Konu birinci verim döneminin sonunda elden çıkarılan tavukların değeri ile yeni dönem piliçlerin satın alma fiyatı arasında düşük farklılıklar olan ülkelerde çok daha fazla önem kazanmaktadır.
Piyasada yumurta fiyatlarının düşük olması, büyük yumurtaların küçüklere oranla bariz fiyat farkıyla satılmaları ve büyütme masraflarının yüksek olması zorlamalı tüy dökümünü daha da kărlı hale getiren faktörlerin başında gelmektedir.
4.Zorlamalı Tüy Dökümünde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Zorlamalı tüy döktürme uygulamasına geçmeden önce yetiştiricilerin üzerinde önemle durması gereken bazı hususlar vardır. Bunlar:
Önce sürüdeki verimsiz tavuklar ayıklanmalıdır,
Tavuk sürüsü hastalıklardan arın, sağlıklı bir sürü olmalıdır,
Zorlamalı tüy döktürme ile tavuklar stres altına sokulduklarından canlı ağırlık kayıpları % 25-30’u bulur. Bu yüzden sürünün canlı ağırlığı dikkatle izlenmelidir,
Eğer bölgede New Castle ve IB (enfeksiyöz bronşit) gibi hastalıkların yayılma riski varsa, en az iki hafta önce aşı yapılmalıdır,
Zorlamalı tüy döktürme ile ölüm oranının en aza indirilmesi için yeterli sayıda yemlik ve suluk bulundurulmalıdır,
Zorlamalı tüy döktürme ile tavuklara şiddetli derecede stres uygulandığından, program gereği verilen yemin temiz olmasına ve özellikle küften arın olmasına özen gösterilmelidir. Aksi halde, aflatoksin zehirlenmeleri sonucunda ölüm oranı beklenmedik ölçüde artabilir.
5. Zorlamalı Tüy Dökümünde Uygulama Şekilleri
Tavuklarda zorlamalı tüy dökümü uygulamasının amacı, ekonomik ölçülerde yumurtlama süresinin uzatılmasıdır. Yumurta verimi ve kalitesi 12-14 aylık bir yumurtlama döneminden sonra azalmaktadır. Zorlamalı tüy dökümü yöntemiyle tavuklarda yumurta üretim döneminin uzatılmasında iki genel program uygulanmaktadır.
5.1. İki Verim Dönemli Zorlamalı Tüy Döküm Programı : Bu programda iki verim veya üretim dönemi ile iki dönem arasında zorlamalı tüy dökümü uygulaması görülür.
5.2. Üç Verim Dönemli Zorlamalı Tüy Döküm Programı : Bu programda iki zorlamalı tüy dökümü uygulaması ile toplam üç verim dönemi vardır. Bu programda verim dönemlerinin her biri bir önceki programa göre daha kısa olmakla beraber toplam üretim dönemi daha uzundur. Bu iki programa ait dönemler şöyledir :
5.1. İki verim dönemli program
10-12 aylık ilk yumurta üretimi + 6-8 haftalık zorlamalı tüy dökümü + 6-7 aylık ikinci yumurta üretim dönemi = 18-21 aylık toplam üretim dönemi.
5.2. Üç verim dönemli program
8-9 aylık ilk yumurta üretimi + 6-8 haftalık zorlamalı tüy dökümü + 6-7 aylık ikinci yumurta üretim dönemi + 6-8 haftalık zorlamalı tüy dökümü + 5-6 aylık üçüncü yumurta üretim dönemi = 22-26 aylık toplam üretim dönemi.
Ancak bu programlardan hangisinin uygulanacağı ve programlardaki toplam üretim dönemleri ile uygulama zamanı pazar ve ekonomik şartlara bağlı olarak işletmelere göre de değişiklik gösterebilmektedir.
İki ve üç verim dönemli tüy döküm programlarındaki yumurta verim tahminleri tablo 1’de verilmiştir. Ancak mevsim ve çevre sıcaklığı ile ilk ve ikinci verim dönemlerindeki verimler oldukça değişkendir.
Tablo 1. Leghorn’larda birinci, ikinci ve üçüncü verim dönemlerinin karşılaştırılmaları.
Üretim
dönemindeki
haftalar
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
Toplam Yumurta
Ortalama (%)
Yumurta verimi Leghorn’larda Tavuk – Gün Esasına Göre Yumurta Verimleri
Birinci dönem % İkinci dönem % Üçüncü dönem %
5 5 5
11 10 9
21 20 18
34 32 30
50 47 45
68 65 62
82 78 74
90 89 81
92 86 82
91 85 81
90 84 80
90 84 80
89 83 79
89 83 79
88 82 78
87 81 77
87 81 76
86 80 75
85 79 74
85 79 74
84 78 73
84 77 73
83 76 72
82 75 71
82 75 70
81 74 69
80 73 68
79 72 67
79 72
78 71
78 71
77 70
76 69
75 68
75
74
73
73
72
72
208 165 128
74.4 69.2 65.1
(Erensayın,1987)
(*Dönemlere ait ilk 9 aylık verimler esas alınmıştır.)
6.Zorlamalı Tüy Dökümünde Uygulanan Metotlar
İyi bir zorlamalı tüy dökümü programında yerine getirilmesi gerekli bazı adımlar vardır. Bu amaçla tüy dökümü işleminin uygulandığı birçok program vardır. Ancak, hayvanlarda tüy dökümü için en iyi program, en düşük seviyede stres meydana getiren, hızlı bir tüy dökmeyi sağlayan ve hayvanları süratle yumurta üretimine sevk eden bir program olmalıdır.
Suni yöntemlerle tavukları tüy dökmeye sevk etmede kullanılan metotlar genellikle kantitatif ve kalitatif yem değiştirmelerine dayanmaktadır. Bazı metotlar ise çeşitli hormon ve kimyasal maddelerle de hayvanları tüy dökmeye sevk etmektedir. Aslında bu metotların hepsi su, ışık kısıtlamaları ile kombine edilebilir. Aşağıda, tavukların tüy dökümüne sevk edilmesinde kullanılan metotların esasları verilmiştir.
1. Yem, su ve ışık kısıtlaması
2. Protein, enerji, kalsiyum ve sodyum gibi besin maddelerince sınırlı besleme
3. Çeşitli kimyasal madde, ilaç ve hormonların verilmesi
4. Yalnız dane yulaf veya dane arpa yada dane darı ile besleme
6.1. Yem, Su ve Işık Kısıtlanması
Tüy Dökmede kullanılan metotlardan en yaygın olanı yem, su ve ışık kısıtlanmasına dayalı yöntemlerdir, yem, su ve ışık faktörlerinin biri, ikisi veya üçünün kullanılmasına dayalı çok sayıda yöntem olup bunların en çok kullanılanları aşağıda verilmiştir.
1. Geleneksel tüy dökme programı ( Açlık ve kısıtlı yemleme )
2. Washington zorlamalı tüy dökme programı
3. Kaliforniya zorlamalı tüy dökme programı
6.1.1. Geleneksel Tüy Dökme Programı
Penceresiz kümeslerde uygulanır. İlk iki gün su ve yem verilmez. Günlük ışık süresi ilk gün hemen 8 saate düşürülür ve bu uygulamaya 60. gün sonuna kadar devam edilir. Üçüncü gün yumurtacılarda her 100 tavuğa 4.5 kg. , broyler damızlıklara da her 100 tavuğa 6.8 kg. yem ve serbestçe su verilir. 4. gün yem ve su verilmez. Yem ve su bu tarzda bir gün verilir bir gün verilmez. Bu işleme 10. güne kadar devam edilir. 10. gün ile 60. günler arasında hayvanlara her gün serbestçe su verilirken, tam yemlemede tükettikleri yemin sadece %75’ i her gün verilir, 61. gün tam yemlemeye geçilir, günlük ışık süresi 14-16 saate çıkarılır. Bu programa göre, başlangıçtan yeniden yumurta veriminin başlamasından 2 hafta sonrasına kadar kalsiyum kaynağı olarak hayvanların önünde her gün midye ve istiridye kabukları bulundurulur. Daha sonra yemle ve ek olarak gerektiği kadar Ca kaynağı verilir.
Tablo 2. Geleneksel Tüy Dökme Programı
Gün Yem Su Aydınlatma
1.
2. Yok Yok
3. Yumurtacı tavuklar
4.5 kg / 100 tavuk Et tipi tavuklar
6.8 kg / 100 tavuk Serbest
4. Yok Yok
5. 3. günün aynısı Serbest
6. Yok Yok
7. 3. günün aynısı Serbest
8. Yok Yok
9. 3. günün aynısı
10.Gün ile 55-60. Günler Günlük normal yem ihtiyacının % 75
Oranında kısıtlı yemleme yapılacak
61. Yumurta yemi
ile yemleme Normal Yemleme 14 – 16 Saat
(Erensayın, 1987)
6.1.2. Washington Tüy Dökme Programı
İlk gün ışık süresi 8 saate düşürülür. Işıkla ilgili uygulamaya 50. güne kadar devam edilir. 2. ve 3. günler yem ve su verilmez. 4. gün sadece su verilir. 5. ile 50. günler arasında her 100 yumurtacı tavuğa 2.7 kg ve her 100 broyler damızlık tavuğa da 3.6 kg normal yem verilir. Sürü % 1 yumurta verimine ulaştığı günden itibaren tam yemlemeye geçilir. 50. gün ışık süresi 14-16 saate çıkarılır. İlave kalsiyum yemlemesi geleneksel yöntemdeki gibidir.
Tablo 3. Washington Tüy Dökme Programı
Gün
Yem Su Aydınlatma
1. Normal yemleme Var
2.
3.
Yok Yok
4.
Yok
5. ı
ış
ış
50. 14-16 Saat
(Erensayın, 1987)
6.1.3. Kaliforniya Tüy Dökme Programı
Kaliforniya tüy dökme programının özelliği su kısıtlamasının hiç uygulanmamasıdır. Bu nedenle sıcak mevsimlerde rahatlıkla uygulanabilir. Ancak bu programın başarılı olabilmesi için günlük ışık süresinin 8 saate düşürülmesi gerekir. Buna göre, ilk 10 gün hiç yem verilmez. Böylece hayvanlar uzun süren bir açlık periyoduna sokulmuş olur. 11 ile 30. günler arasında dane yem olarak darı veya mısır, yada buğday verilir. 31. ile 68. günler arasında yumurta yemine geçilir ve günlük ışık süresi tedrici olarak 14-16 saate çıkarılır. Bu yöntemde yumurta verimi 6-7 gün içersinde tamamen kesilir. Açlık devresi sırasında ölümler aşırı derecede artarsa dane yem vermeye başlanmalıdır.
Tablo 4. Kaliforniya Tüy Dökme Programı
Gün Yem Su Aydınlatma
1 ile 10. Günler Yok
11 ile 30. Günler Mısır ve buğday karması ile normal yemleme
31 ile 68. Günler Yumurta yemi ile normal besleme 14 – 16 Saat
(Erensayın, 1987)
6.2. Protein, Enerji, Kalsiyum ve Sodyum Gibi Besin Maddelerince
Sınırlı Besleme
Bu rasyonlar % 7-8 proteinli veya Ca düzeyi % 0,03’e veyahutta Na düzeyi % 0.038’e düşürülmüş rasyonlardır. Kalsiyum sınırlamasında normal yumurta yemine ya hiç Ca katılmamakta ,ya da % 0.2 den daha düşük düzeylerde tutularak yumurta veriminin 10-14 gün içersinde % 5’e inmesi sağlanmaktadır. Daha sonra Ca içeriği bakımından da normal olan yumurta yemine geçildiği zaman yumurta verimi 18-21 günde yeniden başlamaktadır. Diğer yöntemlere göre yeniden yumurta verimine geçilmesinde biraz gecikme olmaktadır.
Sodyum sınırlamasında tuz içermeyen, ya da, Na düzeyi 40 ppm. den düşük yumurta yemi verilerek tavuklarda yumurta veriminin, 14-21 gün içersinde % 5’e bazı durumlarda 4 haftada tamamen durması sağlanabilmektedir. Bu yöntemle yem tüketimi 4. haftanın sonunda % 45 oranında azalmaktadır.
6.3. Çeşitli Kimyasal Madde, İlaç ve Hormonların Verilmesi
Tiroaktif veya antitiroid bileşikler, progesteron, deoksikortikosteron, yüksek dozda 2-acetyl-5-hydrothiazole , 5-13 gün süreyle 20 000 ppm. çinko oksit (ZnO), methalibure, enheptin, Cholormodion, iodin gibi maddeler tüy dökümüne zorlamada etkili olmuştur.
Örneğin enheptin’ in % 0.10-0.15 arasında yeme katılması ve bu yeminde 3-14 gün süreyle verilmesi sonucunda yumurta veriminin 7-10 günde kesildiği ve normal yemlemeye geçildikten 3-4 hafta sonra da, yumurta veriminin yeniden başladığı görülmüştür.
6.4.Yalnız dane yulaf veya dane arpa yada dane darı ile besleme
Yeni geliştirilen bir yöntemdir. Dane arpanın tavuklara olduğu gibi, yani kırılmadan ve yiyebildikleri kadar ( Ad libitum ) verilmesiyle yumurta verimi 7 gün içersinde kesilmektedir. Bu yöntemde su veya ışıkta kısıtlamaya gerek kalmamaktadır. Tavuklar normal yemlemeye geçildikten yaklaşık 10 gün sonra yeniden yumurtlamaya başlamaktadır. Bu yöntem uygulanmasındaki kolaylık ve diğer yöntemlere göre düşük düzeylerde ölümlere yol açması nedenleriyle yetiştiriciler tarafından tutulmaktadır.
7.Tüy Döktürme Yöntemlerinin Uygulamadaki Geçerliliği
Tüy döktürme programlarının pek çoğu uygulamaya gelince çeşitli ülkelerde, çeşitli nedenlerle pratiğe aktarılamadığı görülmektedir. İngiltere, Almanya, Hollanda ve Avustralya gibi ülkelerde Hayvanları Koruma Cemiyetleri tavukların herhangi bir şekilde stres altına sokulduğu yöntemlere izin vermemektedir. Bu durum ilgili yasalarla düzenlenmiştir. Böyle olunca su, yem ve ışık kısıtlamasına dayalı geleneksel tüy döktürme yöntemleri geçerliliklerini kaybetmektedir. Kaldı ki, bu yöntemlerin uygulamasıyla tavuklarda saldırgan davranışların yaygınlaşması da konunun diğer bir olumsuz yönünü oluşturmaktadır.
Diğer taraftan, Ca’ca yetersiz yemleme tavuklarda kemiklerin zayıflamasına ve çeşitli bacak ve ayak rahatsızlıklarına yol açabilmektedir. Benzer şekilde, Na kısıtlaması tavuklarda birbirlerinin tüylerini yolma ve kannibalizm’in gelişmesine neden olmaktadır. Yüksek düzeyde Zn ve Cu verilmesi ise, bu metallerin yumurta ve et gibi ürünlere geçebilmesi nedeniyle sakınca oluşturmaktadır.
Progesteron gibi hormonların veya çeşitli ilaçların kullanılması gibi yöntemler ise, çok fazla işçilik gerektirmeleri ve et ile yumurta gibi ürünlere geçme risklerinin bulunması nedeniyle uygun görülmemiştir.
Bunlar içerisinde etkinliği, pratikliği ve hayvan sağlığına uygunluğu bakımından dane arpa yöntemi önerilmektedir.
Yapay tüy dökümü ile ilgili bazı yöntemlerin karşılaştırıldığı bir çalışma yürütülmüştür. Bu çalışmada 1. verim yılını tamamlamış 76 haftalık kahverengi yumurtacı ticari tavuklar kullanılmıştır. Zn’nin 10 000 ve 20 000 ppm. lik düzeylerinin 7, 10 ve 14 günlük sürelerle denendiği bu çalışmada Zn’ ye ilişkin sadece iki deneme grubunun sonuçları açlık ve arpa yöntemleriyle beraber verilmiştir. Bu çalışmada bütün yöntemler yumurta verimini kısa sürede kesmede etkili bulunmuş olup, diğer performans kriterleri bakımından aralarında önemli bir fark olmadığı bildirilmiştir.
Tablo 5. Bazı Tüy Döktürme Programlarının Etkileri
Performans Geleneksel
Yöntem
( 30 gün) Dane Arpa
(7 Gün) Zn
10 000 ppm
(10 Gün) Zn
20 000 ppm
(10 Gün)
Canlı ağırlık kaybı, %
Verimin kesilmesi, gün
Verimsiz süre, gün
Zirveye ulaşma süresi, hafta
8 aylık yum. Verimi, % TK
Ort. yumurta ağırlığı, g 31
6
31
12
52
65 17
5
14
8
44
66 17
5
12
9
44
66 22
4
20
10
52
63
Aksoy, 1990
8.Damızlık Sürülerden İkinci Yıl Yararlanılmasının Nedenleri
Ticari bir sürüden ikinci yıl yararlanmanın nedeni kısa bir yumurta üretim döneminden sonra ilave bir kâr sağlamaktır. Ancak damızlık sürülerin ikinci yıl yumurta üretim döneminde kullanılmasının nedenleri tamamen farklıdır. Bunlar :
1.Normal kuluçkalık yumurta üretiminin arttırılması: Özellikle yumurta tipi damızlıklarda, günlük civcivler için mevsimsel talepler vardır. Buna bağlı olarak da kuluçkalık yumurta sayısını arttırmak için bazı damızlık sürülerde zorlamalı tüy dökümü uygulanır.
2.Yüksek ölüm oranı : Çoğu damızlık işletmeler, planladıkları kuluçkalık yumurta üretiminin sayısına göre bir sürü ikame programı uygularlar. İlk yıl ki sürüde beklenenden yüksek ölüm oranı nedeniyle kuluçkalık yumurta sayısındaki bu açığın kapatılmasında zorlamalı tüy dökümüne tabi tutulan sürü yardımcı olacaktır.
3.Beklenmedik civciv talebi : Firmanın, işletmeyle ilgili gerekli olacak civciv talebini tam olarak önceden planlaması zordur. Çoğu kez bu talep, elindeki kuluçkalık yumurtalardan sağlayabileceği civciv sayısından fazladır. Bu şekildeki fazla talebi karşılayabilmek amacıyla bazı sürüleri ikinci yıl da elde tutmayı tercih ederler.
9.Zorlamalı Tüy Dökümünde Kârlılığı Etkileyen Faktörler
Zorlamalı tüy dökümünden sonra ikinci üretim dönemindeki yumurta üretimi birinci dönemdeki verimle aynı değildir. İkinci verim dönemindeki çoğu üretim masrafları, birinci döneme nazaran daha az olmadığı takdirde ise ekonomik bir problem sözkonusu olacaktır. Bu nedenle zorlamalı tüy dökümü uygulaması bir masraf analizini gerektirecektir. Böyle bir analizde ele alınacak faktörlerin bazıları şunlardır :
1.Tüy döken sürüde verime geçinceye kadar yapılan masraflar : Zorlamalı tüy dökümü uygulanan, sürü yumurta verimine başlayıncaya kadar yapılan masraflar , genellikle civciv alınıp yetiştirmeye kıyasla daha azdır. Zorlamalı tüy dökümü uygulamasına karar vermede bu husus çok önemlidir. Civciv alınıp cinsel olgunluğa kadar büyütme masrafı veya hazır piliç alma masrafının tüy dökme döneminde yapılan masraflarla karşılaştırılması gerekmektedir. Birinci verim dönemi sonunda elden çıkarılan tavukların değeri ile civciv büyütme masrafları veya yeni dönem piliç satın alma fiyatı arasında büyük farklılıklar olan ülkelerde bu kriter çok daha önem kazanmaktadır.
2.Tavukların amortisman masrafları : Yumurta üretim masraflarının yaklaşık % 25’ ini yumurta tavuğunun amortisman gideri teşkil etmekte ve zorlamalı tüy dökümü yoluyla verim dönemi uzatıldığında yumurta başına tavukların amortisman masrafı da düşürülebilmektedir. Tüy döküm masrafı, piliç yetiştirmeye kıyasla daha az olmakla beraber tavuklar birinci verim dönemindeki kadar yumurta yumurtlamayacaklardır. Dolayısıyla gerek tüy döküm sonrası verim seviyesi gerekse yaşlı tavukların satış fiyatındaki değişmeler tavukların amortisman değerini müspet veya menfi yönde etkileyecektir.
3.Ölüm oranı : Aylık ölüm oranı birinci verim döneminde, ikinci verim dönemine kıyasla daha fazladır. Bu farklılık değişken olmakla beraber % 2 civarındadır. Böylece birinci verim döneminde aylık ölüm oranı % 1 kadar ise ikinci verim döneminde % 0.98 olabilecektir.
4.Yem tüketimi : İkinci dönemdeki yem tüketimi normal olarak birinci döneme kıyasla biraz daha yüksektir. Ancak bu fazlalık tüy dökme dönemindeki ağırlık kaybına bağlıdır. Bu dönemde ağırlık kaybı fazla olduğu takdirde hayvan ikinci verim döneminde hafif kalma eğilimi gösterecek ve daha az yem tüketecektir.
5.Yumurta verim döneminin uzunluğu : Yumurta verim dönemleri göz önüne alındığında birinci dönem , ikinci döneme kıyasla daha kârlıdır. İkinci dönem genellikle 7 – 9 ay devam eder. En karlı dönemli program, hayvanlara 65 haftalık yaşta tüy döktürmek ve 40 hafta sonra yani 105 haftalık yaşta üretimden çıkarmak ve satmaktır.
6.Yumurta verim hızı : İkinci dönemdeki yumurta verim hızı birinci verim dönemine rastlayan devre ile karşılaştırıldığında ikinci dönemde daha az olduğu görülür. Tüy dökme döneminde, tavuk-gün esasına göre yumurta verimi 3-6 yumurta daha az, tavuk-kümes esasına göre de yumurta verimi 6.8-10 adet daha az olmaktadır. Yumurta ağırlığı bakımından tavuk-gün asasına göre yumurta verimi 0.01-0.16 kg daha az ve tavuk-kümes esasına göre yumurta verimi 0.26-0.45 kg daha az olmaktadır. İkinci dönemde pik verim seviyesi birinci dönemin yaklaşık % 85-90’ı kadardır.
7.Yumurta büyüklüğü : Üretim Dönemlerinde bir dinlenmeğe sahip olan tavuklar yeni verim döneminde daha ağır yumurtlarlar. Yumurta sabit bir ağırlığa ulaşıncaya kadar sürekli bir artış gösterir ve zorlamalı tüy dökümü sonrası yumurta ağırlığı daha fazla olmakla beraber ortalama 1 gr. kadar artış olmaktadır.
8.Yumurta fiyatları : Yumurtanın maliyeti satış fiyatından daha yüksek ise, buna bağlı olarak nakit sıkıntısı yüzünden yeni dönem için piliç alınamaması veya yeni civciv alınıp cinsel olgunluğa kadar büyütmek de tüy dökümü yoluyla verim döneminin uzatılmasına kıyasla yaklaşık olarak 2-2.5 kat daha pahalı olduğundan yetiştiriciler bu yola gitmektedirler.
9.Yem fiyatları : Zorlamalı tüy dökümü uygulamasının kârlılığını etkileyebilen faktörlerden birisi de yem tüketimine bağlı olarak yem fiyatlarıdır. Birinci veya ikinci verim dönemlerinde yem tüketimlerindeki farklılık yem fiyatlarına bağlı olarak yumurta maliyetini etkileyebilecektir.
10.Kabuk kalitesi : Yumurta kabuğunun kalitesi kırılmaya olan dayanıklılığını veya kabuk sağlamlılığını, dolayısıyla daha az çatlak ve kırık yumurtayı ifade etmektedir. Yumurta kabuk kalitesi ikinci verim döneminde iyileşmektedir.
11.Diğer faktörler : Zorlamalı tüy dökümü uygulamasının kârlılığını etkileyebilen diğer bir faktörde barınak masrafıdır. İkici verim döneminde tavuk sayısı birinci verim dönemindeki sürünün ancak 2/3-3/4’ü kadardır.
Bu fark, birinci verim dönemindeki ölümlerden ve düşük performans gösteren ve sağlıklı olmayan hayvanların sürüden ayıklanmaları ile tüy döküm programının uygulanması sırasındaki ölümlerden ileri gelmektedir. Dolayısıyla mevcut kümes alanı veya kafeslerden en randımanlı şekilde yararlanılamadığı takdirde hayvan başına barınak masrafı artacaktır.
10.SONUÇ
Bu bilgilerin ışığı altında zorlamalı tüy dökümüne gitmek için aşağıdaki şartların bir tanesinin bulunması yeterlidir.
1.Yumurta verimi kazançlı olacak düzeyin altına düşmüşse,
2.Yumurta fiyatları düşük olup da, zorlamalı tüy değiştirme ile hayvanların ikinci verim yılına başlamaları fiyatların tekrar yükseldiği zamana denk geliyorsa (Örneğin, ülkemizde tavuklar, yumurta fiyatlarının düşük olduğu Temmuz ve Ağustos aylarında tüy değiştirmeye zorlanabilir ),
3.İri yumurtalara istek fazla ve daha yüksek fiyatla satma olanağı varsa,
4.Verimi azalan sürüyü, parasal nedenlerle yenileme güçlüğü varsa,
5.Eldeki sürünün verimi düşük ise ve bu sürünün tüy dökümünden sonraki ikinci verim yılında yumurta veriminin daha yüksek olacağına inanılıyorsa,
6.Damızlıkçı işletmelerde, damızlık değeri yüksek bir sürüden mümkün olduğu kadar uzun süre yararlanılmak istenirse,
7.Yine damızlık işletmelerde, çeşitli nedenlerden dolayı yumurta talebi artar ve ilk verim yılındaki hayvanların verimi bu talebi karşılamaz ve üretimi ikinci verim yılındaki tavukların yumurtalarıyla desteklemek gerekirse,
8.İlk verim yılındaki damızlık sürüde ölüm oranı fazla olmuş ve bu nedenle yumurta üretimi talebi karşılayamaz duruma düşmüşse ve bu sürüyü yapay yollarla tüy döktürülen daha yaşlı bir sürünün verimi ile desteklenme zorunluluğu ortaya çıkmışsa, bu ve bunun gibi sebeplerden dolayı tüy döktürmeye başlanabilir.
KAYNAKLAR
ÖZEN N. , 1989 , Tavukçuluk , Ondokuz Mayıs Üniversitesi Yayınları Yayın No 48 , SAMSUN.
ERENSAYIN C. , 1992 , Tavukçuluk , Teksir Dizgi Fotokopi Ofset Tesisleri Dirim sk. No 25 , Cebeci , ANKARA.
ŞENKÖYLÜ N. , 1991 , Tavukçuluk , Çiftlik Yayıncılık , Tekirdağ Üniversitesi
KOÇAK Ç. , 1976 , E.Ü. Ziraat Fakültesi Tavukçuluk Bülteni Sayı 33
Kaynak: Bu okuduğunuz içerik internet üzerinden derlenmiştir. Sitemizde yer alan içerikler özgün içerik değildir. Bu içerik sizin içeriğinizse iletişim seçeneklerinden bize ulaşıp atıfta bulunabilirsiniz. 

0 yorum:

Yorum Gönder

Bilgi Arşivi

Hakkımızda

Bu Sayfa Üzerinde Aklınıza gelecebilecek tüm sorulara cevap arayacağız, sormak istediginiz birşey varsa iletişim kısmından yazabilirsiniz.

Takip Listemizden

İstatistikler


Sitemizde 33 kategoride toplam yazı bulunmaktadır!

Görüntülenme

back to top