Ekolojık Tarım Ne Demektır?

20 Kasım 2011 Pazar


1- EKOLOJIK TARIM NE DEMEKTIR?
Ekolojik Tarım , sağlıklı gıdalar üretmek, doğanın dengesini bozmamak amacıyla bitkisel ve hayvansal üretimin uygun ekolojilerde, kültürel tedbirler , biyolojik mücadele ve doğal gübreleme yoluyla gerçekleştirilmesi öneren, üretimde sadece miktar artışını değil aynı zamanda ürün kalitesinin de yükselmesini amaçlayan alternatif bir üretim şekli olarak tanımlanabilir.
Ekolojik tarım bir metot olmaktan ziyade aynı zamanda bir felsefi düşünce veya inanç tarzı olarak benimsenmelidir.FAO ve Avrupa Birliği tarafından konvansiyonel (yoğun) tarıma alternatif olarak kabul gören bu üretim şekli "Bio", "Bio-Dinamik" , "Organik" olarak adlandırılmaktadır.
Ekolojik tarım geleneksel tarıma, eskiye dönüşü simgelemez , aksine ekosistemin ve üretimle ilgili tekniklerin bilinmesi ile uygulanabilen bir çalışmadır.
2- EKOLOJİK TARIMA GEÇİŞ SEBEPLERI
Dünya nüfusunun hızla artması ve beraberindeki teknolojik gelişmeler insanları tarımsal üretimde birim alanda en kısa sürede mümkün olan en fazla verimi elde etmeye yöneltmiştir. Bitkileri ve hayvanları hızla büyütmek, zararlı böcekleri öldürmek ve hastalıkları önlemek için sentetik kimyasal ilaçlar bol miktarda ve her sene daha fazla arttırılarak kullanılmaya başlanmıştır. Yediğimiz her meyvede böcek ilacı kalıntıları bulunma olasılığı çok yüksektir ve bu kalıntıları yıkayarak çıkarmamıza imkan yoktur.
Bu yüzden örneğin, İngiliz hükümeti çocuklara verilmeden önce meyvelerin soyulmasını tavsiye ediyor. Avrupa, çocuklar toksik maddelere yetişkinlerden daha fazla duyarlı olduğu için, bebek maması üretiminde kullanılan besin maddelerinin böcek ilaçlarıyla ilaçlanmasını yasaklamıştır. Hayvanların yemine katılan ilaçların örneğin, ineğin sütüne geçtiği ve sütten de bu sütle beslenen insanlara geçtiği araştırmalar sonucu ortaya çıkartılmıştır. 1996 yılında İngiltere’de yürütülen araştırmalarda piyasadaki sütün üçte birinde böcek ilacı "lindane"in kalıntılarına rastlanmıştır. Bu kalıntılar zamanla vücut yağlarında birikerek tümör oluşumuna, kadınlarda göğüs kanserine sebep olabildiğini gösteriyor.
Besin maddesi olarak etinden faydalandığımız hayvanların yem ve sularına, hastalık ve parazitlerden korunabilmeleri için, düzenli olarak antibiyotik konuluyor. Araştırmalar antibiyotik kalıntılarının insana geçtiğini, vücudumuzda dirençsiz bakterileri öldürerek, güçlü ve zararlı bakterilerin çoğalmasına sebep olduğunu ve bu yüzden hastalandığımızda kullandığımız antibiyotiklerin etkisiz hale geldiğini görüyoruz.
Ekmek,bisküvi,bebek maması, pizza ve diğer hazır yemekler vazgeçemeyeceğimiz yiyecekler ve bunların yarısından fazlası genleri değiştirilmiş ekinlerden yapılıyor. Doğrudan beslendiğimiz bitkilerin yanında transgenik bitkilere dolaylı yollardan da maruz kalıyoruz. Etiyle beslendiğimiz hayvanlara yem olarak verilen soy ve mısırın da genleri değiştiriliyor. Genleri değiştirilen bitkilerin sağlığımıza zararları olup olmadığı ve uzun vadeli etkileri, çevreye ne derece zarar verebilecekleri henüz kesin olarak bilinmiyor. Bu bitkilerin ne derece güvenli olduğunu ancak zaman gösterecek ve bu arada biz tüketiciler dev bir genetik deneyin kobayları olmaya devam edeceğiz.
Sonuç olarak ekolojik sistemde canlı olarak kabul ettiğimiz toprağı ve yer altı suları kirletilmiş,bu sularla beslenen bitkiler hayvan ve insanlar da zehirlenmeye başlanmıştır. Çevre kirliliği artarak doğal denge tahrip edilmiştir. Bugün pek çok ülkede aşırı oranda kimyasallar kullanılmaktadır. Bu olumsuzluklar karşısında artan gelir seviyesi ile birlikte başta eğitim seviyesi yüksek ülkelerde temiz çevre anlayışı da artmıştır.
Dolayısıyla toprağın fiziki ve verimlilik durumunun dikkate alınması, konvansiyonel tarımda girdi maliyetlerinin artmasına rağmen verimin düşmesi,aile ve gelecek nesillerin sağlığı ile ilgili endişeler, hormonlu ve genleriyle oynanmış ürünlerin albenili fakat lezzetsiz olması ayrıca kullanımı ile ilgili sağlığımızı kötü etkileyecek sonuçlar ekolojik tarıma geçiş için en önemli nedenler olarak sıralanabilir.
3- EKOLOJIK TARIM ILKELERI
Ekolojik tarım 3 ana ilke üzerine inşa edilmiştir
1. Doğa ile uyumlu şekilde üretim
2. Kapalı sistem tarım
3. Ürün münavebesi
Hayvansal Üretimlerde:
1. Hayvan sağlığını korumayı, sağlıklı hayvan besleme ile sağlamak mümkün olduğunca işletmenin kendi ürünleri ve yem bitkileri ile besleme yapmak, yemlere kimyasal maddeler(antibiyotikler, kilo aldırıcı katkı maddeleri) kullanmamak
2. Doğaya aykırı olmayan damızlık seçimi
3. Uygun ahır koşulları, araziye uygun sayıda hayvan yetiştirme (1 hektar için 1 büyükbaş hayvan)
4. Kapalı işletme dolaşımı yolu ile hayvancılık yapmak amaçlanmalıdır.
Bitkisel Üretimlerde:
Gübrelemede , kolay çözünene mineral gübrelerin kullanımından vazgeçip bunun yerine,
* İşletmenin kendi gübrelerini kullanma (hayvansal gübre, kompost)
* Özenli toprak işleme, gereğinden fazla toprak işlemden kaçınma
* Yeşil gübreleme ve münavebe ile toprağın verimliliğini muhafazayı ön planda tutma,
* Bitki gübreleme yerine toprağın gübrelenmesi hedeflenmelidir.
İlaçlamada kimyasal-sentetik-insektisit, fungusit ve herbisit kullanımından vazgeçip yerine;
* Dayanıklı, sağlıklı tohum ve bitki çeşitlerinin seçimi
* Ekolojiye uygun tarım yapılması
* Bitkinin ve toprağın verimliliğini ve direncini arttırıcı doğal bitki ekstraktlarından elde edilen ürünleri kullanma
* Yabancı ot kontrolünde, mekanik yöntemler, temiz tohum, münavebe ve doğru ekim dikim metodu, zamanı ve aralık-mesafeleri kullanma
* Hastalık ve zararlılara karşı biyolojik kontrol yöntemlerini uygulama
* Faydalı böceklerden-predatör- yararlanma
* Semptom mücadelesi yerine nedenlerini araştırma
4- EKOLOJİK TARIMLA İLGİLENEN ÇİFTÇİLER TOPRAKLARINI NE ŞEKİLDE GÜBRELERLER?
Stratejileri sağlıklı toprak ve bitkilerin her zaman hastalık ve böceklere karşı daha dirençli olacağıdır. Organik çiftçiler sentetik gübre ve böcek ilacı yerine çürümüş organik maddeler (kompost), bitki kabukları, doğal mineralleri ve doğal gübreleri kullanırlar. Toprağı böcek ve hastalıklardan korumak için sık sık toprağı altüst etmek, doğal bitki yağları kullanmak, zararsız böceklerin zararlı olanlara karşı kullanımı tercih edilir.
5- EKOLOJIK TARIMIN KONVANSIYONEL TARIMA GORE EKONOMİK AVANTAJLARI NELERDIR?
a) Üretici geliri ürüne bağlı olarak ortalama %10 artmaktadır.
b) Üreticinin tüm ürünün alınması garanti edilmektedir.
c) Organik ürünlerin ihraç fiyatı diğer ürünlerden %10-20 oranında yüksektir.
d) Organik ürünler ihracatı ile ülkemiz tarım ürünleri ihracatı için ilave bir kapasite yaratılmaktadır.
e) Özel bilgi isteyen organik tarım modeli Ziraat Mühendisleri için yeni istihdam sahaları yaratmaktadır.
6- DUNYADA EKOLOJIK TARIMIN GELISIMI NASILDIR?
A)AVRUPA’DA EKOLOJİK TARIM VERİLERİ,(1997-1999 verileri)
ALMANYA: Ekolojik ürünlerin toplam gıda maddeleri içindeki payı %1.2 olduğu ve orta vadede %5-10 büyüme hızını sürdüreceği bildirilmektedir. Yıllık satış tutarının ise 1 milyar 750milyon ABD doları olduğu hesaplanmaktadır.İşletme sayısı 6465 olup işlenen alan 327.329 hektardır.
AVUSTURYA: 19.433 ekolojik tarım işletmesi ile dünya lideri konumundadır. Toplam 299.199 hektarlık alan üzerinde üretim yapılmaktadır. Hayvansal üretimde 338000 büyükbaş, 99000 küçükbaş ve 270000 kanatlı hayvan varlığı bilinmektedir.
BELÇİKA: 291 tarım işletmesi ile 6418 hektar alanda ekolojik tarım uygulanmaktadır.
DANİMARKA: Danimarka’da ekolojik ürünler içinde en büyük pay %15 ile süt ürünlerine aittir. Süpermarketlerde satılan ekolojik ürün sayısı 700′ün üzerinde olup, 2000 yılında pazar payının %20′ye ulaşması, tüm ekili alanların %7’sinin ekolojik üretime geçeceği bildirilmektedir.
FİNLANDİYA: 2000 yılı itibariyle ülkedeki tüm tarım işletmelerinin %12,5′nin ekolojik üretime geçeceği hesaplanmaktadır.
FRANSA: 3.750 işletmede 98.000 hektar üzerinde sebze yoğunluklu ve daha çok ülkenin güney ve batısında yapılmaktadır. Yıllık satış tutarı 770 milyon dolar dolayında gerçekleşmiştir.
HOLLANDA: 1972 yılından itibaren gelişmekte olan ekolojik tarım 97 yılında 681 işletmeye ve 13539 hektar alana ulaşmıştır.
İNGİLTERE: Meyve ve sebze yetiştiriciliği açısından kayda değer bir üretim olmamasına rağmen, ekolojik dana eti,kuzu eti ve süt yüksek kalitededir. 900 kadar işletme ile 70000 hektar alanda üretim yapılmaktadır.
İSVEÇ: Son verilere göre işletme sayısı 114000 civarında olup, işletme sayısı 3000 kadardır. Ekolojik üretimde hayvansal ürünler ve tahıllar lokomotif rolü oynamaktadır. Ayrıca kök sebze, patates, mantar,üzümsü meyveler önemli ürünlerdir. Halen İsveç’te marketlerde satılan 1500 farklı ürün bulunmaktadır.
İSVİÇRE: Öncü ülkelerden birisidir. 70.000 hektar alanda ekolojik tarım yapılmaktadır. Sertifikalı işletme sayısı 4.400.
İZLANDA: Halen lahana, havuç, sera ürünleri (domates,hıyar),arpa, süt, dana ve kuzu eti, yumurta ekolojik olarak üretilmektedir.
İTALYA: Ekolojik ürünler içinde meyveler ve özellikle zeytinyağı ile turunçgiller başta gelmekte, tahıllar ise ikinci önemli grubu oluşturmaktadır. Toplam ekolojik ürünün % 43′ü ihraç edilmektedir. İşetme sayısı 13.937 işlenen alan 276070 hektar.
İSPANYA: Mevcut iklim koşullarına bağlı olarak zengin üretim çeşitliliği vardır. Tahıllar, zeytin, kuru meyveler, turunçgiller, sebzeler, tropik meyveler ve bunların işlenmesi ile ekmek ,şarap, meyve suları, konserve ve çocuk mamalarını saymak mümkündür. İşletme sayısı 2161, işlenen alan 103735 hektardır.
PORTEKİZ: En önemli ürün zeytindir. Sebze ve meyve üretimi kıyı bölgelerde önem kazanmaktadır. Tıbbi ve aromatik bitkilere ise giderek artan bir ilgi vardır. Toplam 9190 hektar üretime açıktır.
YUNANİSTAN: Başlangıcı 1980 yılındadır. Kuş üzümü,zeytinyağı,şarap, tahıl, kivi, pamuk en önemli ürünleridir. %75′i ihraç edilirken kalanı iç pazarda tüketilmektedir. İç pazarda beyaz koyun peyniri ve bala ilgi oldukça fazladır. İşletme sayısı 1065, 5269 hektar.
B)AMERİKA KITASINDA EKOLOJİK TARIM
AMERİKA: 1997 yılı verilerine göre 4.2 milyar dolarlık ekolojik ürün pazarlanmıştır ve yıllık büyüme çok hızlı bir şekilde artmaktadır.(2000 yılı tahmini 6.6 milyar dolar) Üretilen ürünler arasında meyve, sebze,baklagiller, tahıllar et ve süt gibi hayvansal besinler ile pamuk ve lif gibi maddelerde yer almaktadır.
ARJANTİN: Ekolojik tarıma 1990 yılında başlanmasına rağmen ürün çeşitliliği ve ürün kalitesi çok hızlı bir artış göstermektedir. Ana Pazar dış ülkelerdir. Tahıllar, baklagiller, taze meyve, tıbbi bitkiler,et ve hayvansal gıdalar, çay, bal, tekstil,marmelat ve meyve konsantresi gibi işlenmiş ürünler en çok üretilenlerdir. Ana pazara AB ülkeleri ve ABD’dir.
KANADA:Yapılan bir araştırmada tüketicilerin %25-50 arasında bir fiyat farkını ödemeye hazır olduklarını göstermiştir. Ülkede tüketilen ekolojik ürünlerin %49.3′ünü sebze, %14.7’sini meyve, %10′unu et, %7.4′ünü tahıllar ve %3.5′ini süt ürünleri oluşturmaktadır.
C)AKDENİZ ÜLKELERİNDE EKOLOJİK TARIM
İSRAİL:Ekolojik üretimde kibbutzlar önemli görevler almaktadır. Üretimin çoğu dış pazara yöneliktir. Önemli ekolojik ürünler, taze meyve-sebze, yumuta, tavuk,turunçgiller, süt ve süt ürünleri olarak sayılabilir.
MISIR:Halen Mısır’da 3000 hektar üzerinde bir alanda kontrol ve sertifikalı olarak ekolojik üretim yapılmakta ve gerek iç gerekse dış pazarda satışa sunulmaktadır. Üretilen ürünler arasında pamuk,buğday, patatesi soğan, sarımsak, sebze, meyve, tıbbi ve aromatik bitkiler, süs bitkileri, kına, et ve süt gibi hayvansal gıda maddeleri yer almaktadır.
D)AVUSTRALYA VE YENİ ZELANDA
1995 verilerine göre işletme sayısı 1430 olup, 335.000 hektar üzerinde ekolojik tarım yapılmaktadır. Üretimde %75′lik payı bahçe bitkileri (turunçgiller, kavun, muz, patates, havuç gibi) almaktadır. Tıbbi bitkiler ve tahıllar diğer önemli ürünlerdir.
7-TÜRKİYE’DE EKOLOJİK TARIMIN BAŞLANGICI VE GELİŞİMİ ÜRETİLEN ÜRÜNLER
Avrupa orijinli firmaların talebiyle ekolojik tarım ülkemizde 1984-1985 yıllarında geleneksel ihraç ürünlerimizden kuru incir ve üzüm ile Ege Bölgesi’nde başlamış daha sonra kuru kayısı, fındık gibi ürünlerle farklı bölgelere yayılmıştır.Türkiye’deki ekolojik tarım hareketini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmek amacıyla 1992 yılında Ekolojik Tarım Organizasyonu (ETO) Derneği kurulmuştur. Dernek , takip eden yıllarda toplantı, eğitim ve yayım çalışmalarına başlamıştır.
Yasal çerçeve ise 1994 yılında "Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmelik" in yayımlanması ile çizilmiş ve sorumluluk Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na verilmiştir.
Yurdumuzda yetiştirilen ekolojik ürün sayısı, üretici sayısı ve üretim alanları 1994 yılından sonra hızlı bir artış göstermiştir.1998 verilerine göre üretici sayısı 8.302, 25.501,46 Ha alanda çalışmaktadır. Toplam üretim 91.240,36 Ton’dur.Üretilen başlıca ürünler şunlardır:
KURU VE KURUTULMUŞ MEYVELER: Üzüm, İncir,Kayısı,Dut , Zerdali, Erik, Kiraz, Armut, Elma, Antep Fıstığı, Badem, Ceviz, Çam Fıstığı,Fındık, Kestane, Domates, Fasulye
YAŞ MEYVE: Limon, Mandalin, Erik,Şeftali,Vişne,Zeytin,Ahududu,Çilek
SEBZE: Biber,Kabak,Pırasa,Soğan,Sarımsak, Maydanoz, Ispanak
TARLA BİTKİLERİ: Anason, Arpa, Buğday, Çeltik, Yulaf, Yerfıstığı, Susam, Mısır,Mercimek,Nohut,Haşhaş,Pamuk
TIBBİ BİTKİLER: Adaçayı,Defne,Kapari, Kekik, Kimyon, Termiye
DİĞERLERİ: Gül yağı, Gül suyu,Bal, Pelit, Zeytin yağı
8-TÜRKİYE’DE EKOLOJİK TARIM SİSTEMİNİN İŞLEYİŞİ NASILDIR?
Ekolojik tarımın işleyişi aşağıda maddeler halinde verilmiştir.
01)İthalatçı firmanın organik ürün talebi üzerine, ihracatçı firma organik ürün üretmeyi kabul eden üreticiyi ithalatçı firmanın kabul ettiği veya analaşmalı olduğu kontrol kuruluşuna teklif eder. Ülkemizden organik ürün ihraç eden bazı yabancı firmalrın burada temsilcileri vardır, ve buralarda çalışan mühendisleri üreticileri seçmekte, aynı zamanda onlara danışmanlık hizmeti sunmaktadırlar.
02)Kontrol kuruluşunun elemanları, ihracatçı tarafından önerilen üreticileri ziyaret eder, ve aşağıdaki sorulara cevap arar
Tarımsal işletmede hangi ürünleri yetiştirdiği
Organik tarım yapacağı arazinin kaç parselden ibaret olduğu
Toplam arazi büyüklüğü ve organik tarım yapılacak arazi büyüklüğü
İşletmede hayvancılık faaliyeti yürütülüyor mu, varsa hayvanların cinsleri ve sayısı
Organik tarımı yapılacak üründe daha önce uygulanan kültürel işlemler
Son 3 yıldır yetiştirdiği ürünlerde kullandığı gübreler ve uygulama zamanı
Hasat miktarı, hasat zamanı ve hasattan sonra uyguladığı işlemler
Organik tarımı yapacağı ürünün bulunduğu tarla/bahçede başka bir bitki kültürünün bulunup bulunmadığı.
03)Bu sorular ile işletme hakkında bir bilgi sahibi olunduktan sonra üreticilerin tarla/ bahçesinden toprak, yaprak ve meyve numuneleri alınarak kimyasal madde-gübre-ilaç) analizine tabii tutulur, üreticinin arazisi ziyaret edilerek organik tarım yapılacak parselleri çizilir, komşu bahçede yapılan bir ilaçlamanın bulaşma tehlikesinin olup olmadığı belirlenir, su ağızları ve depoları incelenir.
04)Olumlu netice alınan parseller ve ürünler için üreticiler ile ihracatçılar arasında sözleşme yapılır.
05)Üretici tarla/bahçesinde hiçbir kimyasal gübre, ilaç, hormon kullanmayacağını ve ihracatçının görevlendireceği ziraat mühendislerinin tavsiyelerineuyacağını taahhüt eder.
06)İhracatçı, üreticiye her türlü teknik yardımı sağlayacağını ürünün tümünü alacağını ve ürüne ek prim vereceğini taahhüt eder.
07) İthalatçı ve ihracatçı firmalar tarafından ortak kabul görmüş kontrol kuruluşunun elemanları, üreticiyi ilaçlama, gübreleme, hasat ve kurutma gibi kritik evrelerde ihracatçıyı ise işleme ve depolama gibi işlemler sırasında habersiz olarak ziyaret eder. Kontrol kuruluşu üretici ve ihracatçıyı tüm safhalarda inceleme hakkına sahiptir.
08)Kontrol kuruluşunun uzmanlarının direktifleri doğrultusunda üretilen ürünlerin organik ürün standartlarına uygun olması halinde ilk ve ikinci yıllara ait "geçiş döneminde organik", üçüncü yıla ait mahsul "tam organik" olarak nitelendirilir.
09)Kontrol kuruluşunca organik olarak üretildiği belgelenen ürünler ithalatçı tarafından kabul görmüş sertifika kurulunca gerekli analizlere tabi tutulduktan sonra sertifikalandırılarak satışa sunulur.
10) Organik üretim kurallarına uymayan üreticiler projeden çıkarılır.
Ülkemizin konum itibariyle çok farklı ekolojik koşullara sahip olması, organik ürünler açısından biyolojik zenginlik ve dolayısıyla avantaj olarak görülmektedir. Diğer taraftan bazı yörelerimizde tarımda sentetik girdilerin fazlaca kullanımı toprağın kirlenmesine neden olmuştur. Ancak özellikle Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu ekolojik tarım ve hayvancılık açısından çok uygun haldedir.
Doğu Anadolu Türkiye yüzölçümünün %19,6’sını kapsar ve nüfusun %10′ununu barındırır. Ekonomi büyük oranda hayvancılığa bağlıdır. Bu bölgede tarla bitkilerinden pamuk, susam, çeltik, buğday, çavdar, yulaf, mısır, fasulye, mercimek, nohut, ayçiçeği ve soya bitkilerinin ekolojik yöntemlerle üretim potansiyeli bulunmaktadır. Ayrıca mikroklima özelliği gösteren alanlarda domates, patlıcan, biber, kavun,karpuz, hıyar, taze fasulye, havuç, bezelye, kayısı, kiraz, vişne, ceviz, badem ve erik yetiştirilebilir.
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ise ülkemiz için büyük önem taşımaktadır. Tamamlandığında 13 ayrı enerji ve sulama amaçlı proje devreye girerek, toplam 1.656.627 ha arazi tarıma kazandırılmış olacaktır. Pamuk, çeltik, yonca, yağlı tohumlar ve benzeri bazı ürünlerde Türkiye toplam üretimi katlanarak artacak ve ekonomiye çok büyük katkısı olacaktır. Ayrıca projelerin yaratacağı istihdam kapasitesi de göz önünde bulundurulmalıdır. Tabi ki başarı için çiftçinin yönlendirilmesine ve bilgi aktarımına ihtiyaç bulunmaktadır. Tüm bunların yapılması ile Türkiye’nin gelecekte ekolojik tarımda , hayvancılıkta ve ekolojik işlenmiş ürünlerde söz sahibi olabileceğini tahmin etmek zor değildir.
9-ORGANİK ÜRÜNLER ve KULLANILAN TANIMLAR
SERTİFİKALI ORGANİK ÜRÜN NE DEMEKTİR?
Sertifikalı ürün ekimden hasada kadar geçen sürede, sertifika vermeye yetkili bağımsız bir kuruluşça, önceden sıkı bir şekilde tespit edilmiş üniform standardlara göre kontrol altında üretimi sağlanmış ürün demektir. Sertifikalandırma, bu iş için eğitilmiş personel tarafından periyodik aralıklarla yapılan kontrolle gerek çiftçi ve gerekse daha sonraki aşamalarda ürünü işleyen kişilerin belli standartlara uyması sonucunda yapılır. Bu testler ürünün yetiştiği toprak ile sulama suyu başta olmak üzere tüm işlemleri kapsamaktadır. Bu şekilde yetişmiş ve etiketlenmiş ürün gerçek organik üründür. Avrupa ülkelerinde kontrol ve sertifikasyon yetkisi olan kuruluşlardan bazıları şunlardır; BAF, BLIK, BIOPARK, Bioagricoop, CAE, CRAE, Ecocert, FREILAND, Demeter, DINATUR, ECOCERT, DIO, IMO, INAC, IOFGA, Naturland, Organic Food Federation, Organic Trust, RDI, UOF. Ülkemizde yasada belirtilen koşulları yerine getirerek Tarım ve Köy İşleri Bakanlığından onay almış yabancı kuruluşlar şunlardır; BCS(Almanya), Bioagricoop (Italya), ECOCERT (Fransa), IMO(İsviçre),INAC (Almanya).
FOAM NEDİR? IFOAM’IN AMAÇLARI VE STANDARDLARI NELERDİR?
1970′li yılların başlarına kadar her ülke ekolojik tarım konusundaki çalışmalarını bağımsız olarak sürdürürken, 1972 yılında kurulan IFOAM (International Federation of Organic Agriculture Movements) Uluslar arası Organik tarım Hareketleri Federasyonu’nun organizasyonu altında toplanmışlardır.IFOAM’in kuruluşunun temel felsefesi organik tarım hareketinin ihtiyaç duyduğu hizmetlerin uluslar arası tek bir organizasyon altında birleşmesinde yatmakla birlikte, yenilemeyen doğal kaynakların kullanımını minimuma indiren gıda üretim metotlarının kullanılması yoluyla organik tarımı geliştirmektir. IFOAM, tüm dünyada ekolojik üretime ilişkin kuralları ilk olarak tanımlayan ve yazıya döken kuruluştur. Temel ilkeler olarak gerçekleştirilen kurallar dizini 1998 yılında IFOAM standartları olarak modifiye edilmiş ve genel kurul tarafından kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Kuruluş, AB,Birleşmiş Milletler Tarım Gıda Örgütü (FAO), Dünya ticaret Organizasyonu (WTO), Uluslar arası Doğa Koruma Birliği (IUCN) gibi uluslar arası kuruluşlarla da ekolojik üretimle ilgili sıkı bir işbirliği yapmaktadır. (Web adresi : http://www.ifoam.org/)
Federasyonun amaçları aşağıda özetlemiştir.
1-Bilgi ve düşüncelerin üyeler arasında değişimini sağlamak
2-Halkı bilgilendirmek
3-Organik tarım hareketini uluslar arası düzeyde çeşitli kuruluşlar, delegasyonlar nezdinde temsil etmek
4-Uluslararası üretim, işlem ve ticari standartların gözden geçirilmesi veya oluşturulmasını sağlamak
IFOAM’a halen 140 ülkeden yaklaşık 750 civarında firma ve organizasyon üyedir.IFOAM aşağıdaki standartları organik tarımla uğraşan çiftçilerden benimsemesini istemiştir.
1-Yeterli miktarda ve yüksek besleyici değeri olan kaleli gıda maddesi üretmek
2-Doğaya hükmetmek yerine doğal sistemlerle uyum içinde çalışmak
3-Bitki ve yaban hayatını yeniden canlandıracak bir tarım sistemini desteklemek 4-Çiftçilere yeterli gelir temin etmek ve emniyetli çalışma ortamı sağlamak
5-İşletme sistemin bir yaşam tarzı olarak ele alarak çok geniş bir perspektif içinde düşünmek
ORGANİK ÜRÜNLERİ SATIN ALMADA NEDEN TERCİH ETMELİYİZ?
Öncelikle kişisel sağlığınız, çocuk ve bebekleriniz için önemlidir. Yapılan araştırmalar çocukların yetişkinlere göre kimyasalların kötü etkilerine en az 4 kat daha fazla açık olduklarını göstermektedir. Dolayısıyla bugün bizim yapacağımız bilinçli seçim yarınki geleceğimizi doğrudan etkileyecektir.
Organik olarak yetiştirilen ürünler yapay renk koku ve tatlandırıcı içermedikleri için albenileri azdır fakat doğal lezzetleri bugün birçok kişi için vazgeçilmezdir. Bugün yurtdışındaki birçok ünlü lokantanın tercihi organik ürünlerdir.
Doğal çevrenin korunması için önemlidir. Böcek ilaçları, ve diğer kimyasallar yer altı su rezervlerimizin zehirlerken toprağın canlı kısmını da öldürürler.
Organik ürün çiftçiliği küçük aile işletmeleri ile kooperatifleri koruduğundan ülke ekonomisine getirisi fazladır.
ORGANİK ÜRÜNLERİN DAHA PAHALI OLDUĞU DOĞRU MU?
Konvansiyonel tarımda olduğu gibi ürün yetiştirme, hasat, nakliye ve stoklama maliyetleri organik tarımda da aynı olmasına rağmen yoğun işçilik gerektirir. Organik Tarımda toprak koruma yöntemleri , zararlı otlarla ve böceklerle mücadele kimyasal yöntemlerin kullanımından daha pahalıdır ve bu masraf mevsimsel olarak değişir. Ayrıca organik tarım çiftçilerinin bundan ayrı olarak birde uymak zorunda oldukları sertifikalandırma masrafları vardır. Avrupa’da organik gıdaların yaklaşık %50-60 daha pahalı olmasına rağmen ülkemiz iç pazarında satılmakta olan mamuller organik gıdaları tanıtmak amacıyla en fazla %30-35 oranında pahalı tutulmaya çalışılmaktadır.
ORGANİK ÜRÜNLERİN GELECEĞİ NASIL VE NE HIZDA BÜYÜYOR?
Halen 70 ülkede 600 tane birlik bulunmaktadır ve ziraat sektöründe en hızlı büyüyen bölümdür. Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, Norveç,İsveç,İsviçre ve İngiltere üniversite düzeyinde organik tarım konusunda ders verilmekte olan ülkelerdir. Bunların haricinde birçok ülkede süresi 6 ay ile 3 yıl arasında değişen kurslar düzenlenmektedir.
Kaynak: Bu okuduğunuz içerik internet üzerinden derlenmiştir. Sitemizde yer alan içerikler özgün içerik değildir. Bu içerik sizin içeriğinizse iletişim seçeneklerinden bize ulaşıp atıfta bulunabilirsiniz. 

0 yorum:

Yorum Gönder

Bilgi Arşivi

Hakkımızda

Bu Sayfa Üzerinde Aklınıza gelecebilecek tüm sorulara cevap arayacağız, sormak istediginiz birşey varsa iletişim kısmından yazabilirsiniz.

Takip Listemizden

İstatistikler


Sitemizde 33 kategoride toplam yazı bulunmaktadır!

Görüntülenme

back to top